Yapma! Sonra seni öldürmek zorunda kalacağım..Kendi kanımızla uyumlu olmayan korku öğeleri kanımızı dondurmuyor, oysa bu ülkenin kendi kültüründe öyle çok öyle farklı korku öğesi var ki..Erkut Deral, Beyoğlu'nda geçen ilk romanı Kötü Ölü'den sonra Anadolu ve Rumeli folklorunda yaygın bir batıl inanç imgesi olan Al Karısı üzerine yazdığı Gece Gelini ile yine kanınızı dondurucak. Erkut Deral okuyucuyu kendi kültürünün korku öğeleriyle karşılaştırarak çağdaş Türk korku edebiyatının en önemli ismi olmaya devam ediyor.Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan beri ilk kez Hollywood'dan ve Batı'dan aşırılmamış bir korku edebiyatı ile karşı karşıyayız..
Gotik korku öğelerinden yararlanarak yazmış olduğu ilk kitabı Kötü Ölü ile farklı bir tat bırakmış olan Erkut Deral’ın ikinci romanının çıktığı duyunca hemen siparişini verdim. Yaklaşık 1,5 saatte okuduğum roman Anadolu’da sıkça dillendirilen AlKarısı, albız ve albastı şeklinde dillendirilen lilith hikayesini kendine konu seçmişti. Gerçekten hoş bir dille yazılmış, sürükleyici ve bir çırpıda okunabilecek bir gotik korku romanı. Türkiye’de hali hazırda bu tarz romanların pek -hiç- olmadığını varsayıcak olursak kesinlikle okunması gereken bir roman. Erkut Deral’ı buradan kutluyorum. İki kitabında da heyecanı ve merakı sonuna kadar korumayı bilmiş. Kitabın tek eksik noktası finali olarak sayılabilir, fakat o da yazarın kendi tercihinden öte bir eksi yan değil. Kafanızda canlandırdığınız son bu son olmayabilir.
Satış dışıdır ama sahaflardan vs. bulabilirseniz alın. Yerel korku unsurlarının farklı ve özgün bir şekilde kullanıldığı, sürükleyici bir romandır. Gece okunası eserlerden.
“Herkesin başına gelir böyle şeyler. Başına gelene kadar inanmazsın; okumuş yazmış rasyonalist adamsın çünkü. Gelince inanmaya başlarsın. Benim başıma daha önce gelmemişti, inanmıyordum; şimdi geldi, inanmaya başladım. Bu kadar, işte. Bir de fotoğraflarını çekebilsem.” Çağdaş Türk korku edebiyatında saygın bir yere sahip olan Erkut Deral son romanı ‘Gece Gelini’nde okuyucuyu kendi kökenlerindeki batıl inanç kaynaklı korku öğeleriyle karşı karşıya getiriyor. Deral’ın ilk romanı Beyoğlu’nda geçiyordu. Bu kez Anadolu ve Rumeli halkları arasında yaygın bir batıl inanç göstergesi olan ‘Al Karısı’ üzerine yazdığı romanıyla ödleri patlatmayı hedefliyor.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Gotik korku öğelerinden yararlanarak yazmış olduğu ilk kitabı Kötü Ölü ile farklı bir tat bırakmış olan Erkut Deral’ın ikinci romanının çıktığı duyunca hemen siparişini verdim. Yaklaşık 1,5 saatte okuduğum roman Anadolu’da sıkça dillendirilen AlKarısı, albız ve albastı şeklinde dillendirilen lilith hikayesini kendine konu seçmişti. Gerçekten hoş bir dille yazılmış, sürükleyici ve bir çırpıda okunabilecek bir gotik korku romanı. Türkiye’de hali hazırda bu tarz romanların pek -hiç- olmadığını varsayıcak olursak kesinlikle okunması gereken bir roman. Erkut Deral’ı buradan kutluyorum. İki kitabında da heyecanı ve merakı sonuna kadar korumayı bilmiş. Kitabın tek eksik noktası finali olarak sayılabilir, fakat o da yazarın kendi tercihinden öte bir eksi yan değil. Kafanızda canlandırdığınız son bu son olmayabilir.
Korku türü kitap okumayı sevenler kaçırmamalı.
Satış dışıdır ama sahaflardan vs. bulabilirseniz alın. Yerel korku unsurlarının farklı ve özgün bir şekilde kullanıldığı, sürükleyici bir romandır. Gece okunası eserlerden.
“Herkesin başına gelir böyle şeyler. Başına gelene kadar inanmazsın; okumuş yazmış rasyonalist adamsın çünkü. Gelince inanmaya başlarsın. Benim başıma daha önce gelmemişti, inanmıyordum; şimdi geldi, inanmaya başladım. Bu kadar, işte. Bir de fotoğraflarını çekebilsem.” Çağdaş Türk korku edebiyatında saygın bir yere sahip olan Erkut Deral son romanı ‘Gece Gelini’nde okuyucuyu kendi kökenlerindeki batıl inanç kaynaklı korku öğeleriyle karşı karşıya getiriyor. Deral’ın ilk romanı Beyoğlu’nda geçiyordu. Bu kez Anadolu ve Rumeli halkları arasında yaygın bir batıl inanç göstergesi olan ‘Al Karısı’ üzerine yazdığı romanıyla ödleri patlatmayı hedefliyor.