"Evet biz görüyorduk ki Yakova'da bulunan bir Arnavut ile Necd'de bulunan bir Vahhabi'nin; İstanbul'da bulunan efendi ile Yemen'de bulunan bir Zeydi'nin; Selanik'te bulunan bir Yahudi'yle Hicaz'da bulunan bir Bedevi'nin; Konya'da bulunan bir Türk ile Süleymaniye'de bulunan bir Kürt'ün; Adalar'da bulunan bir Rum'la Van'da bulunan bir Ermeni'nin sosyal ve ruhsal durumu, gelenek ve görenekleri bir değildir. Merkezi yönetim, bir kanun hükmünü bu çeşitli unsurlar üzerinde aynı etki ve kuvvetle uygulama kabiliyetine sahip değildir.Evet biz, kanunların, kavimlerin örf ve adetleri göz önüne alınarak düzenlenmesini ve bütün unsurların yalnız 'Osmanlı' yüce adı altında köklü surette bağlanarak birleştirilmesini ve bu suretle öteden beri var olan kavimler arası anlaşmazlıkların giderilmesini istiyor, kavimlerin birliğine göre vilayet dairelerinin genişletilmesi ona göre de kanunlar düzenlenmesini esas buluyorduk."
Özellikle 1908 Meşrutiyet Dönemi ve 1909 31 Mart Vak’asını merak edenler için, birinci ağızdan bir kaynak. Dönemdeki basının durumunu anlamak için de güzel bir anlatım…
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
basın özgürlüğü örtüsüne saklanıp farklı amaçlar peşinde koşan karanlık bir adamın anıları okunmasa da olur
Özellikle 1908 Meşrutiyet Dönemi ve 1909 31 Mart Vak’asını merak edenler için, birinci ağızdan bir kaynak. Dönemdeki basının durumunu anlamak için de güzel bir anlatım…