1907 yılında Galler Bölgesinin Pembrokeshire köyünde doğan Richard Llewellyn ilköğrenimini Cardiff'te ve Londra'da yaptıktan sonra on altı yaşındayken ailesi tarafından gönderildiği Venedik'te plastik sanatlar eğitimi gördü ve sekiz dil öğrendi. 1930'larda film endüstrisinde çalışmaya, yapım yönetmeni olarak sağladığı başarının yanı sıra 1937'de yayımlanan oyunu Poison Pen'le de yazarlığa başladı. 1939'da yayımlanan ilk romanı Vadim O Kadar Yeşildi Ki'yle dünya çapında bir üne kavuştu."Yaşamını dünyada sürdürmek için ülkesinden ayrılmış Galli bir yazar" olarak kendini tanımlayan Richard Llewellyn 1983 yılında gözlerini hayata yumdu.Şiirsel bir üslupla kaleme aldığı ve satış rekorları kıran unutulmaz romanlarıyla sağladığı ün sayesinde adını edebiyat dünyasında ölümsüzleştirdi.
Kapitalist düzenin işçi sınıfı üzerindeki acımasız baskısını ve daha fazla rant için insan hayatının hiçe sayılmasının anlatıldığı çok güzel bir kitap bu. Aradan 100 yüz yıl geçmesine rağmen dünya üzerinde değişen hiçbir şey yok. Kapitalist düzen hala işçi sınıfının hayatını hiçe sayıyor. Niye? Daha çok zengin olmak için.Kozlu, Soma vb. gibi daha çok örnek var. Ve bu örnekler dünya döndükçe artmaya devam edecek. Maalesef!Kitap hakkında acımasız yorum arkadaşlara sözüm: Otuz beşine gelmeden tüberküloz olup, ciğerlerini madenlerde yitiren, ailesinin geleceğini kazanmak için kendi geleceğini madenlerde bırakan, hayatta sadece ölünce kara toprağa girmek varken her gün ölümü yaşayan insanları anlatan nadir eserlerden biridir.
bu kitabı yıllar önce okudum. damağında tad bırakan nadir romanlardandır. sebebi; kitabı okurken film izliyormuşum ve her bir sahne gözümde bütün renkleriyle canlanıyormuş gibi hissetmemdi.
kitaptan..”Babam:”Çocuklar” dedi. “Yapmak istedikleriniz vicdanınızı rahatsız etmeseydi,şimdi burada herkesten uzakta değil de köyde olurdunuz ve herkeste sizi dinlerdi.Dinleyin:beni buraya Tanrının iradesi diyebileceğim bir tesadüf getirdi.İsteyerek gelmedim ama bir kere gelmiş olduğuma göre sizlere son zamanlarda düşünmekte olduğum şeyleri söyliyeceğim.İstediklerinizde haklısınız ama bu istediklerinizi elde etmeye çalıştığınız yol yanlış.Mantık yolunu denemeden kuvvet kullanmanın hiç bir faydası yoktur.Mantık yolu ise sabır ister.Eğer sabır da kemerleri sıkmayı gerektiriyorsa varsın sıkılsın kemerler.Kalplerinizde nefret oldukça Tanrının yardımını isteyemezsiniz ve O’nun yardımı olmadan da hiçbir şey elde edemezsiniz.”
Klasikler arasında yerini almayı hak etmiş bir eser. Adil arkadaşımız kendini tam verememiş olacak ki o lezzeti alamamış.Ben TRT de dizisini izlediğim (1985 ti sanırım) bu eseri birkaç günde büyük iştahla bitirdim.Herkese de tavsiye ediyorum.Sosyal sınıf farkını, gelişmenin çevrede yol açtığı tahribatı ve bir işçi kesiminin hayatını bu kadar iyi anlatan eser azdır sanırım.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
yıllar önce okuduğum ve unutamadığım çok güzel bir kitap. Tavsiye ederim.
Kapitalist düzenin işçi sınıfı üzerindeki acımasız baskısını ve daha fazla rant için insan hayatının hiçe sayılmasının anlatıldığı çok güzel bir kitap bu. Aradan 100 yüz yıl geçmesine rağmen dünya üzerinde değişen hiçbir şey yok. Kapitalist düzen hala işçi sınıfının hayatını hiçe sayıyor. Niye? Daha çok zengin olmak için.Kozlu, Soma vb. gibi daha çok örnek var. Ve bu örnekler dünya döndükçe artmaya devam edecek. Maalesef!Kitap hakkında acımasız yorum arkadaşlara sözüm: Otuz beşine gelmeden tüberküloz olup, ciğerlerini madenlerde yitiren, ailesinin geleceğini kazanmak için kendi geleceğini madenlerde bırakan, hayatta sadece ölünce kara toprağa girmek varken her gün ölümü yaşayan insanları anlatan nadir eserlerden biridir.
bu kitabı yıllar önce okudum. damağında tad bırakan nadir romanlardandır. sebebi; kitabı okurken film izliyormuşum ve her bir sahne gözümde bütün renkleriyle canlanıyormuş gibi hissetmemdi.
kitaptan..”Babam:”Çocuklar” dedi. “Yapmak istedikleriniz vicdanınızı rahatsız etmeseydi,şimdi burada herkesten uzakta değil de köyde olurdunuz ve herkeste sizi dinlerdi.Dinleyin:beni buraya Tanrının iradesi diyebileceğim bir tesadüf getirdi.İsteyerek gelmedim ama bir kere gelmiş olduğuma göre sizlere son zamanlarda düşünmekte olduğum şeyleri söyliyeceğim.İstediklerinizde haklısınız ama bu istediklerinizi elde etmeye çalıştığınız yol yanlış.Mantık yolunu denemeden kuvvet kullanmanın hiç bir faydası yoktur.Mantık yolu ise sabır ister.Eğer sabır da kemerleri sıkmayı gerektiriyorsa varsın sıkılsın kemerler.Kalplerinizde nefret oldukça Tanrının yardımını isteyemezsiniz ve O’nun yardımı olmadan da hiçbir şey elde edemezsiniz.”
Klasikler arasında yerini almayı hak etmiş bir eser. Adil arkadaşımız kendini tam verememiş olacak ki o lezzeti alamamış.Ben TRT de dizisini izlediğim (1985 ti sanırım) bu eseri birkaç günde büyük iştahla bitirdim.Herkese de tavsiye ediyorum.Sosyal sınıf farkını, gelişmenin çevrede yol açtığı tahribatı ve bir işçi kesiminin hayatını bu kadar iyi anlatan eser azdır sanırım.