Her şey korkuyla başladı. Ve yine korkuyla sona erecek."Gerçekten etkileyici bir yazar."- The Guardian"Grange güçlü bir kalem. Onu seviyorum."- Anita Brookner, The Spectator"Eleştirilere, mantığa, gerçeğe meydan okuyan bir kitap..."- The Washington Post"Paris'te sokak sokak, cadde cadde yaşanan bir kedi-fare oyunu... İstanbul'a kadar süren ve Nemrut Dağı'nda sona eren bir kaçma-kovalamaca... Jean-Christophe Grance'ye yaraşır bir kitap."- Le MondeSeri cinayetlere, uyuşturucu kaçakçılığı, Strasbourg-Saint-Denis'deki küçük Türkiye, Fransız polisindeki iç hesaplaşmalar, tıbbın karanlık amaçlara alet edilmesi.Paris'i kana boyayan Türk mafyası. Kızıl Nehirler'in, Taş Meclisi'nin ve Leyleklerin Uçuşu'nun yazarı Grange'den yine çarpıcı, yine soluk soluğa bir roman.
Her romanında farklı konuları polisiye gerilim içinde işleyen yazar, bu sefer de çok farklı konuları bir araya getirdiği bir çalışma ortaya koymuş.
Bu kitapta başrolde ülkücüler ve Fransa’da yaşayan kaçak Türk işçileri var.
Beynin sırları hala araştırılıyor ancak çok da yol alındığı söylenemez.
Beyin, milyonlarca yıl boyunca hayatta kalmaya yönelik pek çok tedbir geliştirdi, bunlardan biri de korku.
Hikayemizde, beyin uzmanları bunu araştırırken insan kobaylara ihtiyaç duymaktır.
Bunu temin etmenin en kolay yolu da Paris’te yaşayan kaçak Türk işçileridir.
Çünkü bu kaçak Türk işçiler arayanı soranı olmayan, kötü koşullarda yaşadıkları için her teklife açık olan, ters gidecek her hangi bir durumda, yaşadıkları mahallede ya da işyerinde kimsenin korkudan bir şey söyleyemeyeceği insanlardır.
Ancak bu iş için Türklerin çalıştığı bir atölyeden kaçırılan kız onlar için sert kaya olmuştur.
Ayrıca ülkücüler de işin içindedir.
Değişik bir polisiye. Tahmin edemediğim yerler var. Heyecanlı ve güzel bir konusu var fakat kitabı basım şekli kitabı daha sıkıcı yapıyor. Kitabın boyu daha kısa ve yazı aralıkları daha büyük olsa daha akıcı olurdu.
Kurgusu, merak unsuru, anlatımı tatmin edici bir polisiyeydi. Olaylar tahmin etmediğim şekilde gelişti. Yazar karakter harcarken de elini sıkı tutmamış, bu da kurgunun gerçeğe yakınlığını artırmış. Sadece son sahne bir tık zorlama gibi geldi. Ama genel itibariyle keyif aldığım bir okuma deneyimi oldu benim için.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Her romanında farklı konuları polisiye gerilim içinde işleyen yazar, bu sefer de çok farklı konuları bir araya getirdiği bir çalışma ortaya koymuş.
Bu kitapta başrolde ülkücüler ve Fransa’da yaşayan kaçak Türk işçileri var.
Beynin sırları hala araştırılıyor ancak çok da yol alındığı söylenemez.
Beyin, milyonlarca yıl boyunca hayatta kalmaya yönelik pek çok tedbir geliştirdi, bunlardan biri de korku.
Hikayemizde, beyin uzmanları bunu araştırırken insan kobaylara ihtiyaç duymaktır.
Bunu temin etmenin en kolay yolu da Paris’te yaşayan kaçak Türk işçileridir.
Çünkü bu kaçak Türk işçiler arayanı soranı olmayan, kötü koşullarda yaşadıkları için her teklife açık olan, ters gidecek her hangi bir durumda, yaşadıkları mahallede ya da işyerinde kimsenin korkudan bir şey söyleyemeyeceği insanlardır.
Ancak bu iş için Türklerin çalıştığı bir atölyeden kaçırılan kız onlar için sert kaya olmuştur.
Ayrıca ülkücüler de işin içindedir.
Grange’ı seviyorum.
Değişik bir polisiye. Tahmin edemediğim yerler var. Heyecanlı ve güzel bir konusu var fakat kitabı basım şekli kitabı daha sıkıcı yapıyor. Kitabın boyu daha kısa ve yazı aralıkları daha büyük olsa daha akıcı olurdu.
Kurgusu, merak unsuru, anlatımı tatmin edici bir polisiyeydi. Olaylar tahmin etmediğim şekilde gelişti. Yazar karakter harcarken de elini sıkı tutmamış, bu da kurgunun gerçeğe yakınlığını artırmış. Sadece son sahne bir tık zorlama gibi geldi. Ama genel itibariyle keyif aldığım bir okuma deneyimi oldu benim için.
Her zaman ki gibi mükemmel