Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Dereceler

Kategori: Edebiyat Yazar: Michel Butor Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Dereceler

  • çevirmen: Ali Özçelebi
  • Yayın Tarihi: 21.02.2005
  • Orijinal Adi: Degres
  • ISBN: 9789750809064
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 400
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 13.5 x 21 cm
Tanıtım Bülteni
Bir lise sınıfını betimlemeye çalışmanın sonuçları nerelere varabilir? Bir anlatıcı bir'in altı çizilmeli çünkü Dereceler'de üç farklı anlatıcı var, bir tarih öğretmeni, içinde kendi yeğeninin de buluduğu bir sınıfta birkaç ders yılı boyunca olan biteni anlatmaya girişiyor. Derken yeğenine bırakıyor kalemi, daha doğrusu olayları yeğeninin ağzından aktarmaya başlıyor. Üçüncü ve son bölümdeyse, anlatının birinci tekil kişisi, yine yeğen Pierre'in aynı lisede yazın öğretmeni olan eniştesi Henri.
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Dereceler PDF 16.60 MB İndir
Dereceler EPUB 18.55 MB İndir
Dereceler MOBI 14.65 MB İndir
Dereceler ODF 15.63 MB İndir
Dereceler DJVU 19.53 MB İndir
Dereceler RAR 12.70 MB İndir
Dereceler ZIP 11.72 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Benzer Kitaplar




Kitap Yorumları - (2 Yorum)


Butor’un modernizm düşüncelerinin kendi romanlarına yansıması, elbette yeni deyişler, yeni anlatı biçimleri ortaya çıkaracaktı, çıkardı. Oralara çok girmek istemiyorum, anlatacağım bir sonraki kitapta zaten yeterince bahsedeceğim. İki yerde birden olmaz lan. Al şimdi:
Dereceler. Evet. Bu romanda belli bir zaman dilimi var. Mevcut bu. İstisnalar olsa da her anı aynı hızda akan, en fazla bir gecelik atlamaların yaşandığı bir zaman dilimi. Üç sene böyle bu.
Roman, bu zaman diliminde üç farklı kişi tarafından yazılmış üç metinden oluşuyor. Biri tarih-coğrafya öğretmeni, biri bu öğretmenin yeğeni olan bir öğrenci ve sonuncusu da bu öğrencinin eniştesi, o da öğretmen. Üçü de aynı okulda bunların. Pierre Dayı’yla başlıyoruz. Dayı, neden böyle bir kitap yazmak üzere yola çıkıyor? Hayatından bıkmıştı, falan. Olabilir. Bu noktada romandaki metinlerarasılık olayının etkili olduğunu sanıyorum ve böyle ciddi bir cümle kurduğum için kendime tokadı basıyorum. Seviyeyi alçaltalım.
Neyse, Marco Polo var mesela. Odysseia ve daha birçok metin var romanda. Gargantua var. Tabii hoca tarih hocası falan, ama yazarın karaktere Marco Poloculuk oynatması, karakteri mitlerde yer alan kahramanlar gibi görmesi elbette mümkün, ki bence amaçlardan biri de buydu. Dolayısıyla bu romanın yazılma sebebi bir serüven, yola çıkmak. Dayı yola çıkıyor, yeğeninin hayatını anlatıyor. He, romanın süper bir kısmı da bu okul hayatının ne kadar manyak olduğu. Lan adamlar çocukken Latince, İngilizce falan bir sürü çeviri yapıyorlar. Bir bize bak, bir adamların 1950’lerdeki eğitimine… Dersem tabii şartlar, dönem olayları falan yeni bir dünya açılır, demiyorum ama düşünün bir.
Dayı, belli bir bölüme kadar yeğeni anlattı ve kalemi yeğene devretti. Aslında devretmedi, yeğenin ağzından yazıyor sadece ikinci bölümde. Yeğen Pierre, adaşına gider yapıyor bu noktada. “Bak,” diyor, “ben çocuğum. Benim dilimden, benim yazacağım şekilde yazmazsan o işler olmaz.” Harbiden, lan bir çocuk öyle cümleler kurmaz diyorsun. Üslup farkı olmuyor çünkü. Bir de bu kitap olayından haberi var çocuğun, o da ilginç.
Henry Enişte de tamamlıyor kitabı, çünkü bizim dayı tamamlayamıyor. Nedenini söylemem, spoiler. Üç farklı bakış açısı olunca olayların da farklı yorumları oluyor tabii, kitabın bazı önemli noktalarını iki farklı anlatıcıdan duymak için kitap ayracı koyun, fiş koyun, işaretleyin o kısmı.
Adı güzel, kendi güzel bir roman. Süper.


modernist roman üzerine çalışanların muhakkak okuması gerekir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*