Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Gece Ağacı

Kategori: Edebiyat Yazar: Truman Capote Yayınevi: Adam Yayıncılık

Gece Ağacı

  • çevirmen: Memet Fuat
  • Yayın Tarihi: 30.12.1981
  • Orijinal Adi: A Tree of Night
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 104
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: 3. Hm. Kağıt
  • Boyut: 13.5 x 19.5 cm
Tanıtım Bülteni
Yalnızca görüneni betimleyerek, dış gerçekleri en ince ayrıntılarıyla yansıtarak kişilerin iç dünyalarını vermekte büyük bir ustalığa ermiş olan A.B.D. Anlatı Sanatında, Truman Capote, birdenbire ortaya çıkışıyla, dış dünyadan kopuk, toplumsal gerçekleri umursamaz bir yazar gibi görünmüştür. Oysa ilk şaşkınlık atlatılınca, onun gerçekleri, toplumsal ilişkileri, insanların iç dünyalarında yarattıkları etkiler, düşler, sanrılarla, çok daha derinden ele aldığı düşünülür olmuştur. Yapıtlarına, yüzeyden bir yaklaşımla, "fantaziler" olarak bakılabilir, ama anlattıkları üzerinde biraz durulunca, hiç de öyle olmadıkları, çok köklü toplumsal eleştirileri besledikleri görülür.
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Gece Ağacı PDF 4.32 MB İndir
Gece Ağacı EPUB 4.82 MB İndir
Gece Ağacı MOBI 3.81 MB İndir
Gece Ağacı ODF 4.06 MB İndir
Gece Ağacı DJVU 5.08 MB İndir
Gece Ağacı RAR 3.30 MB İndir
Gece Ağacı ZIP 3.05 MB İndir

ALTERNATİF İNDİRME LİNKLERİ

Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Gece Ağacı PDF 4.32 MB İndir

Benzer Kitaplar




Kitap Yorumları - (5 Yorum)


Gece Ağacı, Capote’nin belli izleklerinin toplandığı bir kitap. Sosyetenin parlak dünyası, saf çocukluk ve pek dile getirilmese de fantazya.
Bay Kötülük: Büyük şehre gelip sıkıntılı arkadaşlarıyla birlikte aynı evde yaşamaya çalışan genç bir kız var, kız bir gün düş satın alan bir adamın varlığından haberdar oluyor ve götürüp düşlerini satıyor. Bir ayyaşla tanışıyor; Oreilly. Adam düşlerini satmış, satacak pek bir şey kalmayınca da düştüğü sokaklar evi olmuş artık. Bay Kötülük’ün ne fena bir adam olduğunu söylüyor kıza ve düşler hakkındaki şuraya gel:
“Herhangi bir ses bir düşün başlamasına yol açabilir; gece bir otomobilin gürültüsü yüzlerce uyuyan insanı kendi varlıklarının derinliklerine doğru sürükleyebilir. Ne tuhaf bir şey, karanlığı yarıp geçen bir otomobil bir sürü düş getiriyor arkası sıra. Sex, ışığın birdenbire değişmesi, yatışın rahatsızlığı, bütün bunlar içimizi kolayca açabilen birer küçük anahtardır. Ama düşlerin çoğu kendimizden gelen zorlamalarla başlar. İsa’ya inanmam ben, buna karşın ruha inanırım; şimdi söyleyeceğimi iyi dinle, bebeğim: düşler ruhun düşünceleridir, yani bizim iç gerçeklerimiz. Bay Kötülük’e gelince, belki de onun kendi ruhu yok, başkalarının ruhlarını kullanıyor; senin ruhunu da, tıpkı oyuncaklarını, ya da tabağındaki bir piliç budunu aşırır gibi, aşırıyor, çalıyor. Yüzlerce ruh onun boş vücudundan geçerek dosyalara giriyor, sıra sıra.”
Burayı okuduğumuzda düşünüyoruz ki bu olduğu gibi fantastik bir öykü. Lakin ki öyle değil, Capote’nin karakterleri ne kadar mucizevi olsa da -bu karakterlere doğaüstü özellikler barındıranları da dahil edelim- Capote onlara hep insani bir gözle bakmış, onların da insana özgü yönlerini ortaya koymuştur. Bay Kötülük hakkında pek bir bilgimiz yok; bir dairesi var, sekreteriyle birlikte çalışıyor ve her rüya başına, rüyanın kalitesine göre ödeme yapıyor. Bakkal gibi bir şey.
Para Dolu Damacana: Anlatıcı küçük bir çocuk. Küçük bir kasabada amca Ed Marshall her türlü yiyeceğin, içeceğin satıldığı ve tüketilebildiği kafe gibi bir şey işletmektedir. Buraya rakip bir dükkan açılır, müşteriler oraya uzar. Sonra Marshall Amca bir elinde dört litrelik bir şarap damacanasıyla çıkar, döndüğünde damacanın içi beşliklerle, onluklarla doludur. Bir sürü bozuk para. Müdavim Hamurabi ve anlatıcı, plandan ilk kez orada haberdar olur: Amca bir yarışma başlatacaktır ve her 25 sentlik alışverişe damacanada toplamda ne kadar para bulunduğuna dair bir tahmin hakkı verecektir.
Capote’nin ana karakterlerinin yanında yan karakterlerini de gayet zengin detaylarla vermesi, hikâyenin çatısını güçlendirmekten ziyade güzelleştiren bir unsur. Hamurabi çok iş yapamayan bir dişçi, Mısırlı. Kısa öyküler yazıyor ve dergilere yolluyor, bütün öyküleri geri geliyor. Geyik bir adam.
Gece Ağacı: Gencecik bir kız, hipnozcu bir adamla çok konuşan bir kadının yanında seyahat ediyor. Adam hiç konuşmuyor, kadınsa sürekli konuşuyor ve kızcağızı etkisi altına alıyor. Clive Barker’ın öyküleri gibi lan, köşeye sıkışmış gibi hissediyorsun kendini, için daralıyor. Psikolojik baskıdan kalbin sıkışıyor. Kız delirecek gibi olup iyice etki altına girdiğinde çantası elinden alınır, pardesüsü başına geçirilir. Böyle.
Çok güzel, Capote’nin insanları süper.


Zaman zaman şiirselleşen, bazen gerçeğin büyülendiği akıcı bir dille yazılmış öyküler. Capote kesinlikle edebiyat dünyasında hak ettiği konumda değil. Bu zamanda en azından.


Gece Ağacı ve Capote…Sıradışı ve ürkütücü olabilen öyküleriyle karşımıza çıkıyor yazar. Farklı ve güçlü karakterleri ve bunların hikayeleri insanı etkiliyor.Orjinal bir kitap olmuş.Hadi iyi okumalar…


yazarının yaşamın en uç noktalarını denemek zorunda kaldığı, mücadele ve azim dolu bir eser.


Yazarın ilk okuduğum eseri Gece Ağacı kitabı.Sıradışı öykülerle dolu olan bu kitabın öykülerinin kahramanları da birbirinden ilginç karakterler.Silvia ve Walter karakterleri ve bunların öyküleri beni çok etkiledi.Değişik ve orjinal bir kitap.Tavsiye ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*