Kategori: Edebiyat
Yazar: Hüseyin Kıran
Yayınevi: Metis Yayınları
Resul
- Yayın Tarihi: 11.05.2006
- ISBN:
- Dil: TÜRKÇE
- Sayfa Sayısı: 141
- Cilt Tipi: Karton Kapak
- Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
- Boyut: 13.5 x 19.5 cm
Tanıtım Bülteni
Oysa neler düşünmüştüm. İşte bu yeni ben, bu havlayan varlık, bu öylece ben olan ben ortaya çıkınca her şeyin akışı değişecek, peşimde yılmaz bir kalabalık birikecekti. Şeylere yeniden ad verilecekti. Yönler yeniden bildirilecek, saatler kırılıp atılacak, bütün tarifler geçersiz kalacak, her şey keskinliğini yitirecek, her şeye yeniden başlanacaktı.Ben delici bir görüyle donanmış olarak kazıklı savaş arabama binecek ve meydandaki kişilerle birlikte, sürecektim. Sonraki kuşakların Resulkent diye bilecekleri şehre yürüyecek ve her yeri zaptederek, herkesi yencek, hayatı dize getirecektim. Artık herkes koku alacak, ısırabilecek, basınç hemen giderilebilecek, yanlışlıkla çiğnenmiş yiyecekler daha midedeyken boşaltılabilecek, kusmak artık ayıp karşılanmayacak, kimsenin aklına bu tür bir şey gelmeyecek, çünkü kimsenin aklı olmayacaktı. Kimse dişi ya da erkek istediği için utanmayacak, kimse içinde başkalarının seslerini taşımayacaktı. Makineler kıstırıcı parçalarından arındırılıp ortada bırakılacaktı. Yollar büzülüp yok olacak, yerlerine düşmüş egemenler gelecekti. Binalar çatırdayarak yarılıp açılacak, artık oralara sığınılmayacaktı. Zaten kürklü bedenler üşümeyecek, yanmayacak, utanmayacak, sere serpe yaşayacaktı. İki ayaklı bu tüysüz varlıkları gerçek varlıklar yapacaktım. Kafa unutulacaktı. Bilmek olmayacaktı. Herkes, hepimiz muhteşem bahtiyarlar olarak toprağa yayılacak, gökyüzünün tadına varacaktık. Sadece yaşayacaktık.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Hikaye tadında okumanızı tavsiye ediyorum.
bir türlü olay örgüsünü çözemedim…sürekli aynı şeyler farklı bi anlatımda karşınıza çıkıyor.. değişik geldi açıkçası… umarım bir daha okumaya karar verdiğimde anlayabilirim…
“Hiç yürümemiş insan olamaz. Hiç izi olmayan insan olamaz demektir bu; insan ayak izlerinden kurtulamaz. Ve Resul da yürümüştü, izle doluydu hayatı ve pek çok izler bırakmıştı. Ama böyle olmasın isterdi. Hiçbir kum zerresini oynatmamış, hiçbir suyu bulandırmamış olmak isterdi…”
Özel bir dilin yetkin anlatısı, bütün esaslı yapıtlar gibi bir ön yankısı olmadı.