Her fırsatta gittim. Hep merak ettim. Yollarda olmaktan, bir yerlere gidiyor olmaktan heyecan duydum. Yeni şeyler, yeni yerler, insan halleri... Yaşanmışlıklarla, yaşananlarla doldum, zenginleştim. Keşfetmenin keyfi kalbimi çarptırdı, soluğumu kesti, kimi zamna put oldum, öylece bakakaldım, kimi zaman yerimde duramayıp zıpladım. Her fırsatta yazdım. Gözüme görünen içimden geçti, elimden aktı, çalakalem, o anın kaçmasına izin vermek istemez gibi. Yazmasam ölürdüm. Yazsam mutlu oldum. Tuhaf; o ışık, o renk, o enerji size akacak mı? Umarım beraber bakarken dağa, taşa, sokağa, insana, hayvana; okurken siyahı, beyazı, siz de çoğalırsınız.
anlatım bakımından bence biraz kopuk olmuş. Kurulan cümleler uzun değil, dili basit ve sade fakat cümleler birbirinden kopuk, birbirlerini takip etmiyor. Bu yüzden, okuma seyrinizde kopukluklar olabiliyor….bence….
Kitap, dağ köylerinden balık pazarlarına kadar Norveç’i güzel anlatıyor. Ancak tümüyle bir coğrafyayı anlatmakta yetersiz. Manevi olarak bazı güzellikler sunuyor ancak, bir gezi rehberi olarak pek başarılı değil. Zaten o kadar büyük bir kitap da değil. Ancak basit ve yalın diliyle bir çekiciliğe sahip. Baskı da güzel…
Nesteren Davutoğlu, gezmeyi çok seven bir reklamcı. İşinden vakit bulabildiği zamanlarda Afrika, Balkanlar, Kuzey ülkeleri ve diğer bir çok yeri gezmiş ve bunları defterlerine not etmiş. Yazarın okuduğum ilk kitabı bu. Enteresan bir kapak tasarımı, iç düzeni ve anlatımı var. Bunun sebebi ise, kendisinin de sık sık söylediği gibi, reklamcı olması. Yazar, gezerken çizgili defterine el yazısıyla notlar almış, tren-otobüs-uçak biletlerini bu defterlerinin arasında saklamış. Bir kısmının üzerine notlar almış. Ve tüm bunları kitap üzerine basmış. Bu yüzden kitabın görsel içeriği, diğer klasik kitaplardaki gibi değil. Her sayfada bir kartpostal resmi, el yazısı notu, karakalem bir heykel vs. bulunmakta. Bu yüzden farklı ve çekici olmuş.Ancak, anlatım bakımından bence biraz kopuk olmuş. Kurulan cümleler uzun değil, dili basit ve sade fakat cümleler birbirinden kopuk, birbirlerini takip etmiyor. Bu yüzden, okuma seyrinizde kopukluklar olabiliyor. Tabi, bu benim kişisel fikrim. Kitabın hacmi küçük olduğu için esasında Norveç hakkında öyle çok daha fazla bir bilgi alamayabilirsiniz. Ve kitabı okumadan önce Norveç hakkında ayrıntılı bir ansiklopedik bilgi edinmeniz lazım. Ayrıca, Norveçli tarihi ve ünlü kişiler hakkında bir ön bilgiye sahip olmanız gerekiyor. Mesela, Edvard Munch, Ibsen, Gustav Vigeland, Thor Heyerdahl, Knut Hamsun gibi tarihi ve ünlü kişiler hakkında biraz ön bilginiz olursa, kitabı daha iyi özümsersiniz.Bana en ilginç gelen satırlar; Vigeland heykel müzesi, Vikingler, balık pazarları ve fiyortlar hakkındaki satırlardı. Kitabın içinde şu konuları bulabilirsiniz: Dağ köyleri, fiyortlar, bazı önemli bina ve müzeler, Kon Tiki macerası, Vikingler, bir çok ünlü Norveçli sanatçı ve kısa kısa hayatları ve çalışmaları.Bu kitabı okuduktan sonra aklınızda en çok kalanlar; dağ köylerinin dinginliği, insanı inzivaya daveti, dağ, kar,buz ve suyun sessiz birlikteliği olacaktır.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
anlatım bakımından bence biraz kopuk olmuş. Kurulan cümleler uzun değil, dili basit ve sade fakat cümleler birbirinden kopuk, birbirlerini takip etmiyor. Bu yüzden, okuma seyrinizde kopukluklar olabiliyor….bence….
Kitap, dağ köylerinden balık pazarlarına kadar Norveç’i güzel anlatıyor. Ancak tümüyle bir coğrafyayı anlatmakta yetersiz. Manevi olarak bazı güzellikler sunuyor ancak, bir gezi rehberi olarak pek başarılı değil. Zaten o kadar büyük bir kitap da değil. Ancak basit ve yalın diliyle bir çekiciliğe sahip. Baskı da güzel…
Nesteren Davutoğlu, gezmeyi çok seven bir reklamcı. İşinden vakit bulabildiği zamanlarda Afrika, Balkanlar, Kuzey ülkeleri ve diğer bir çok yeri gezmiş ve bunları defterlerine not etmiş. Yazarın okuduğum ilk kitabı bu. Enteresan bir kapak tasarımı, iç düzeni ve anlatımı var. Bunun sebebi ise, kendisinin de sık sık söylediği gibi, reklamcı olması. Yazar, gezerken çizgili defterine el yazısıyla notlar almış, tren-otobüs-uçak biletlerini bu defterlerinin arasında saklamış. Bir kısmının üzerine notlar almış. Ve tüm bunları kitap üzerine basmış. Bu yüzden kitabın görsel içeriği, diğer klasik kitaplardaki gibi değil. Her sayfada bir kartpostal resmi, el yazısı notu, karakalem bir heykel vs. bulunmakta. Bu yüzden farklı ve çekici olmuş.Ancak, anlatım bakımından bence biraz kopuk olmuş. Kurulan cümleler uzun değil, dili basit ve sade fakat cümleler birbirinden kopuk, birbirlerini takip etmiyor. Bu yüzden, okuma seyrinizde kopukluklar olabiliyor. Tabi, bu benim kişisel fikrim. Kitabın hacmi küçük olduğu için esasında Norveç hakkında öyle çok daha fazla bir bilgi alamayabilirsiniz. Ve kitabı okumadan önce Norveç hakkında ayrıntılı bir ansiklopedik bilgi edinmeniz lazım. Ayrıca, Norveçli tarihi ve ünlü kişiler hakkında bir ön bilgiye sahip olmanız gerekiyor. Mesela, Edvard Munch, Ibsen, Gustav Vigeland, Thor Heyerdahl, Knut Hamsun gibi tarihi ve ünlü kişiler hakkında biraz ön bilginiz olursa, kitabı daha iyi özümsersiniz.Bana en ilginç gelen satırlar; Vigeland heykel müzesi, Vikingler, balık pazarları ve fiyortlar hakkındaki satırlardı. Kitabın içinde şu konuları bulabilirsiniz: Dağ köyleri, fiyortlar, bazı önemli bina ve müzeler, Kon Tiki macerası, Vikingler, bir çok ünlü Norveçli sanatçı ve kısa kısa hayatları ve çalışmaları.Bu kitabı okuduktan sonra aklınızda en çok kalanlar; dağ köylerinin dinginliği, insanı inzivaya daveti, dağ, kar,buz ve suyun sessiz birlikteliği olacaktır.