Jonathan D. Spence, Çin tarihi üzerine uzmanlığıyla haklı bir üne sahiptir. 17. yüzyılda Çin’in en yoksul bölgelerinden biri olan Şantung eyaletinin Tan-çeng bölgesine gidiyoruz bu kitapta. Ama bir modernleşme tartışması için değil... Çin tarihinde bile hiçbir iz bırakmamış bu bölgeye, resmi tarih anlatılarına giremeyen unutulmuşları, yok sayılmışları bulup çıkarmak için gidiyoruz.Paylarına hep kurban rolü oynamak düşmüş yoksul ve çaresiz insanlar onlar: Kimi zaman doğal afetlerin kimi zaman eşkıyaların, askerlerin, vergi tahsildarlarının ve kendi devletlerinin kurbanı olmuşlar. Yerel kayıtlardan ve o dönemde Tan-çeng’de yaşamış Çinli yazar Pu Sing-Ling’in nefis öykülerinden yararlanarak, yönetiminden ekonomisine, gündelik hayatından dini ritüellerine bölgenin eksiksiz bir portresini çizen Wang Hatunun Ölümü, böyle bir dünyanın dibindeki, en diptekilerin, kadınların trajedisini anlatıyor.Zekâlarını ve güzelliklerini koşulsuz bir sadakatle evliliklerine adamaları beklenen kadınların, eşlerinin ölümünden sonra evlatlarını yetiştirebilmek için ailenin diğer erkekleriyle mücadele etmek zorunda kalan kadınların, zengin bir eş için kendisinden vazgeçen sevgiliden beklediği bebeğini ve hayatını babasının eline bırakan kadınların hikâyelerini okuyacaksınız. Tan-çeng’den Batman’a nasıl uzun, ince bir yol uzandığını göreceksiniz.Spence’in tarihçiliği dikkatli okurlarımıza Carlo Ginzburg’un Peynir ve Kurtlar’ını hatırlatacak bir tadda...
Mikro tarih merak edenler için çok güzel bir örnek kitap. 17. Yüzyıldaki çin kayıtlardan derlenmiş bir tarih çalışması. O dönemim fakirliği. yolsuzluğu. yağmacılığı ve sosyal normlar alında ezilip en alt tabaka sayılan kadınların başlarına gelen durumlar hakkında aydınlatıcı bir tarih kitabı olmuş. Merak eden herkese tavsiye ederim.
Kitap 17.yy da Çin’in en yoksul ve talihsiz bölgesinde yaşanmış gerçek hikayelerden oluşuyor. Hikayeler bölgenin yerel tarih kayıtları esas alınarak yazılmış. Özellikle kadınları merkezine alan hikayelerde toplumun kadına bakış açısı ve kadından beklentileri, kadının aile ve toplumdaki yeri gibi sosyolojik yapı üzerinden 17.yy yönetim, adalet, din anlayışı ve halkın gündelik yaşamı hakkında pek çok bilgi ile döneme ışık tutuyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
tarih ile hikaye arasında tarihe yakın olan ama yine de ikisinin de ayrıştığı önceden örneğini görmediğim bir kitap
Ginzburg’un kitabıyla kıyaslanacak kadar sürükleyici ve ilginç değil. Ama ilgililer için dikkate değer bir çalışma.
Mikro tarih merak edenler için çok güzel bir örnek kitap. 17. Yüzyıldaki çin kayıtlardan derlenmiş bir tarih çalışması. O dönemim fakirliği. yolsuzluğu. yağmacılığı ve sosyal normlar alında ezilip en alt tabaka sayılan kadınların başlarına gelen durumlar hakkında aydınlatıcı bir tarih kitabı olmuş. Merak eden herkese tavsiye ederim.
Kitap 17.yy da Çin’in en yoksul ve talihsiz bölgesinde yaşanmış gerçek hikayelerden oluşuyor. Hikayeler bölgenin yerel tarih kayıtları esas alınarak yazılmış. Özellikle kadınları merkezine alan hikayelerde toplumun kadına bakış açısı ve kadından beklentileri, kadının aile ve toplumdaki yeri gibi sosyolojik yapı üzerinden 17.yy yönetim, adalet, din anlayışı ve halkın gündelik yaşamı hakkında pek çok bilgi ile döneme ışık tutuyor.
Ginzburg’dan Peynir ve Kurtlar gibi değerli bir eser daha.