Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Denizlerimizde Rüzgar

Kategori: Edebiyat Yazar: Tuncer Erdem Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Denizlerimizde Rüzgar

  • Yayın Tarihi: 10.04.2007
  • ISBN: 9789750812163
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 72
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 13.5 x 21 cm
Tanıtım Bülteni
Kıyı bucak gezmeye götüren, hava almaya çıkaran, esintili ama dingin bir demet öykü: "Dünyanın Muhteviyatı”ndaki hayattan kopuk heykeltıraş, "Isırma Korkusu"ndaki insanları ısırmak isteyen adam ve başka tuhaf insanlar" Kıpırtıları ve göze çarpanları kurcalayan Tuncer Erdem, dinlediği, izlediği, renklendirdiği meraklı bir dünyadan resimler veriyor Denizlerimizde Rüzgâr’da.
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Denizlerimizde Rüzgar PDF 2.99 MB İndir
Denizlerimizde Rüzgar EPUB 3.34 MB İndir
Denizlerimizde Rüzgar MOBI 2.64 MB İndir
Denizlerimizde Rüzgar ODF 2.81 MB İndir
Denizlerimizde Rüzgar DJVU 3.52 MB İndir
Denizlerimizde Rüzgar RAR 2.29 MB İndir
Denizlerimizde Rüzgar ZIP 2.11 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Benzer Kitaplar




Kitap Yorumları - (1 Yorum)


Tuncer Erdem, birçok yayın organında birçok eseriyle yer almış çok yönlü bir kişi. Mesela Gırgır’dan ayrılıp Limon’u kuranlar arasında. Mesela ressam, çizer, karikatürist, yazar. Bu üçüncü öykü kitabı. Günümüzde neler oluyor, neler yazılıyor diye merak ediyorum ama dergileri takip edemiyorum. Aslında bunu yapmak gerekir, asıl güncel mevzular orada ama kitaplardan olmuyor. Öyküleri kitaplaşanları ancak. Eh. Tuncer Erdem’i de takibe alıyorum.
Bir Geri Dönüşüm Hikâyesi: Poşete tutulan kamera. Neydi o filmin adı, American Beauty’de miydi şu oradan oraya süzülen poşet? Evet, bir dönüşüm hikâyesi; kameranın arkasında görülenler lüks raflar, orta sınıf bir ailenin direği, yoksulluk, kent ve yalnız insanlar. Bir poşet bu kadar acı çekebilirdi.
Denizlerimizde Rüzgâr: Kıble, keşişleme, rüzgârlı deniz kıyısında -dedim ve bu yazının şarkısını bulmuş oldum- yaşlıca bir adamın rüzgâr haberlerini dinleyip karısından, evinden saklanması bilmem ne anlatır? Denize birkaç adım, karısıyla polisler hemen yanından geçiyor, kadın ağlıyor. Misafirleri vardı, gelemeyecekler. Yemek yapılmayacak. Ortalık dağınık kalacak, ev işleri aksıyor. İşe uykusuz gidecek çünkü geciken işler geriye kalan günün büyük bir bölümünü çalacak. Adam… O sadece rüzgârın peşinde. Rüzgârın ve kaybolmanın.
Yol Kenarı: Kameralar kargada bu kez. Arkada yine şehir, insanlar, bilmem ne. Karganın bir yamuğunu göremesek de her şey gördüğümüzden ibaret değil, spot ışıklarını üzerinde hisseden çocuk, balıklarını bıraktığı yerde bulamadığında karganın katakullisini anlarız. Her şey görünmediği gibidir. Biraz.
Koku: Merhaba Keret.
Adamımız memur, yorulu zamanını geride bırakmak üzere minibüse biniyor ama çantası mantası, günü atlatmayı engelleyen her şey yanında. Duvardaki deliği görene dek. Dolmuştan iniyor, delikten geçiyor ve manzarada kaybolmak için deliği kapıyor. Bu adamın kaybolduğunu söyleyemeyiz, yaşamadığını söyleyemeyiz, bir manzarada yitip gidenler için zaferdir bu öykü.
Dünyanın Muhteviyatı: İçinde bir parçacık incelik kalan herkesin öyküsü bu, incelikler yabancı dünyaları birleştirdiği ölçüde büyüyor ve dünya kocaman bir orman. Umarım.
Yorgun bir işçi sınıfı neferi, eve döndüğünde karısını ve çocuklarını beklerken kestirmeye karar veriyor ama o da ne, kapı çalıyor. Yan komşu mu, alt komşu mu, şimdi hatırlamıyorum, ressam bir kardeşimiz geliyor ve işçi sınıfı neferinden kendisine modellik etmesini istiyor. Adamımız da gidiyor, modellik yapıyor, konuşuyorlar, normalde hiç söylenmeyecek sözcükler söyleniyor, cümleler kuruluyor ve iki ağaç orada sarmaş dolaş. Belki orman çoktan kesili ama ağaçların soyu tükenmeyecek.
Bir bu kadar daha öykü var, benden tavsiye. Tek beğenmediğim şey aşırı hesaplılık oldu. Erdem, öykülerini düşünerek yazıyor sanırım, her şey yerli yerinde çünkü. Ev olduğu gibi, sokaklar olduğu gibi, insanlar hep oldukları gibi. Belli bir zamanda başlayıp biten öyküler, durumlar üzerinden giden bir anlatı. Daha çok renk daha güzel bir şey çıkartırdı ortaya sanıyorum. Her neyse, hoşunuza gidecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*