Tevrat,İncil ve Kuran’ın Mezopotamya Yazın Kaynakları / Toplum ve Tarih
Yayın Tarihi: 23.10.2007
ISBN: 9789758674251
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 192
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 13.5 x 19.5 cm
Tanıtım Bülteni
Kuran,İncil ve Eski Ahit ile 'Sümer-Akkad' tablet yazıları arasında paralellik ve yakınlık bulunduğunun saptanmasına bağlı olarak ,bu üç din kitabının 'Sümer söylenceleri'ne dayandığı ileri sürülmüştü.Gerçekten de,Musevilik,Hırıstiyanlık ve İslam'ın kitap metinlerinin , Akado-sammaru ilahilerinin zamanla dönüşmüş biçimlerine dayandığı artık ispatlanabilir bir olgudur.Fakat bu,böyle olsa bile ,burada yanıtı hep eksik bırakılan en can alıcı soru şu idi:O halde bu 'Sümer söylenceleri 'nasıl oluşmuştu ve asıl kaynakları ne idi?Şimdiki dini kitaplar ile Akado-sammaru tablet yazıları arasındaki bağlantıların bilim dünyasında berraklaşması ,kaçınılmaz olarak,teolojinin olduğu kadar ,eski felsefeciliğin ve eski toplumbilinciliğin 'din eleştirileri'nin de yeni bir zeminde ele alınmasıni gerekli hale getirecekti zaten.Bu kitapta yayınlanan çalışma sonuçları böyle bir çabanın parçasıdır.
Yazarın emeğine saygı duymakla birlikte kitabın mesajını okuyucuya akesettirme noktasında zayıf kaldığını düşünüyorum. Yazar zaten baştan şartlanıp kafasında bir resim çizmiş ve dini metinlerde ve günlük hayattaki örf ve adetlerimizde gördüğü her simgeyi bu resmin parçalarını tamamlamak için kullanıyor izlenimi veriyor.Çoğu bölümde ilk önce iddialı bir giriş yapılıyor ancak bu iddianın detaylandırması yok. Sümerden bir tabletten veya kültten bir olgu alınıyor, modern zamanlardaki alevi geleneği içindeki bir ritüelle bağ kuruluyor. Tamam diyorsun ee, gerisi yok. “Sümeri anlamadan onu-bunu anlayamayız”kesinlikle katılıyorum, ancak içini doldurmasını bekliyorsunuz gerisi yok. Kutsal fahişenin çocuğunu babasına vermemesinden Kuran ve tevrattaki kısır kadın arasında bağ kuruluyor, doğrudur yanlıştır, ancak gerisi yok, analiz yok, az biraz ıspat yok, bağladığı konuların arası açık. Bu konu için Güngör Karauğuz’un “Adem’in Çocukları” kitabını şiddetle öneririm.
Ortada bir gerçek var ki insanlığın başlangıçından sonuna kadar gelen öğretiler tek kaynaktan çıkmıştır.Benzerlikler bundan kaynaklanır.Kitaba gelince Safa Kaçmaz ritüellerin günümüze kadar gelişine bir bakış açısı sunması açısından güzel olmuş.Fakat okunması açısından akıcı bir dili yok.
Kur’an, hak din olan İslam’ın kitabıdır ve değiştirilmeden korunmuştur. İncil, Tevrat ve daha eski dini metinler, hep aynı kaynaktan gelmiştir, Allah tarfından insanlara gönderilmiş, ancak insanoğlu tarafından zaman içinde değiştirilmiştir. Bu ispatlanmış bir olgudur. Metinlerdeki benzerliklerin nedeni de, bu metinlerin hepsinin aynı kaynaktan gelmiş olduğu gerçeğidir.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Yazarın emeğine saygı duymakla birlikte kitabın mesajını okuyucuya akesettirme noktasında zayıf kaldığını düşünüyorum. Yazar zaten baştan şartlanıp kafasında bir resim çizmiş ve dini metinlerde ve günlük hayattaki örf ve adetlerimizde gördüğü her simgeyi bu resmin parçalarını tamamlamak için kullanıyor izlenimi veriyor.Çoğu bölümde ilk önce iddialı bir giriş yapılıyor ancak bu iddianın detaylandırması yok. Sümerden bir tabletten veya kültten bir olgu alınıyor, modern zamanlardaki alevi geleneği içindeki bir ritüelle bağ kuruluyor. Tamam diyorsun ee, gerisi yok. “Sümeri anlamadan onu-bunu anlayamayız”kesinlikle katılıyorum, ancak içini doldurmasını bekliyorsunuz gerisi yok. Kutsal fahişenin çocuğunu babasına vermemesinden Kuran ve tevrattaki kısır kadın arasında bağ kuruluyor, doğrudur yanlıştır, ancak gerisi yok, analiz yok, az biraz ıspat yok, bağladığı konuların arası açık. Bu konu için Güngör Karauğuz’un “Adem’in Çocukları” kitabını şiddetle öneririm.
Ortada bir gerçek var ki insanlığın başlangıçından sonuna kadar gelen öğretiler tek kaynaktan çıkmıştır.Benzerlikler bundan kaynaklanır.Kitaba gelince Safa Kaçmaz ritüellerin günümüze kadar gelişine bir bakış açısı sunması açısından güzel olmuş.Fakat okunması açısından akıcı bir dili yok.
Kur’an, hak din olan İslam’ın kitabıdır ve değiştirilmeden korunmuştur. İncil, Tevrat ve daha eski dini metinler, hep aynı kaynaktan gelmiştir, Allah tarfından insanlara gönderilmiş, ancak insanoğlu tarafından zaman içinde değiştirilmiştir. Bu ispatlanmış bir olgudur. Metinlerdeki benzerliklerin nedeni de, bu metinlerin hepsinin aynı kaynaktan gelmiş olduğu gerçeğidir.