İlişkilerin ABC’si Bağımlılıktan Özgürlüğe Doğru Sevgi Dolu Bir Yolculuk
çevirmen: Melek Bolak
Yayın Tarihi: 20.03.2008
ISBN: 9789759815165
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 288
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 13.5 x 18 cm
Tanıtım Bülteni
Aramızdan kaçı ilişkilerinde saf sevgi yaşadı?Aramızdan kaçı mutlu bir birlikteliği varmış gibi yapıyor?Aramızdan kaçının kendi hayatı ile ilgili partnerine söylediği yalanlar ve gizlediği şeyler var?Aramızdan kaçı ilişkisinde yakınlığı yaşadı?Aramızdan kaç kişi hayatında bir ilişkiye giremiyor?Aramızdan kaç kişi yıllardır istediğini hala arıyor?Aramızdan kaçı içindeki ürkmüş çocuk ile tanıştı?Aramızdan kaçı kendinde korku ile yüzleşme fırsatı ve cesareti buldu?İçimiz ile dost olmadan yaşamamız asla coşku ve sevgi dolu bir deneyime dönüşemez. Panik içindeki çocuğumuz yüzünden çoğumuz bağımlı hayat yaşıyoruz.Yakın ilişkiler kuramıyor kursak da sürdüremiyoruz.Neler mi yapmalıyız?İŞTE CEVAPLAR
Hayatın ve özgürlüğün için insanın korkularından arınması gerektiğini anlatan muhteşem bir kitap. Bunu yapmanın tek yolu; insanın kendini kabullenip sevebilmesinden geçiyor. Bence muhteşem bir başucu kitabı. İnsanın kendini çözmesi ve bulması adına okuması gereken ilk kitaplardan biri….
Akıcı dili olan yazarın bu kitabı için saygıdeğer çevirmenin samimi çevirisiyle; kendimi bulmamda bir destek daha geldiği için teşekkür ederim:) bengül
California ve Harvard Üniversiteleri’nde eğitim görmüş bir psikiyatr olan Krishnananda (Dr. Thomas Trobe), “İlişkilerin ABC’si” adlı eserinde insanın içindeki korku, bu korkunun ilişkilere olan etkisi, ve bu korkuyla baş etmek için çeşitli çözümlere değiniyor. Eserin orijinal adı “Face to face With Fear”dir, yani “Korkuyla Yüz Yüze”.Dr. Trobe’a göre her insan daha küçüklüğünden itibaren korkuyla yaşar, davranışları üzerinde korkuların büyük bir etkisi vardır. Bu korkular dört ana kategoride toplanır: baskı ve beklenti korkuları, reddedilme ve terkedilme korkuları, yanlış anlaşılma ve önemsenmeme korkuları, fiziksel veya ruhsal açıdan şiddete maruz kalma korkuları.”Ancak korkularımız ile yüzleşmek için onları kabullenmemiz lazım; orada, içimizde olduğunu görmemiz ve nereden geldiklerimi araştırmamız lazım. Bizim şartlanmamızda korkuya hiç yer yok, bize korkuyu saklamamız öğretildi. Korunma, reddetme ve bilinçsizlikle korkunun üzerinin örtüyor, yaşamak için öyle yapmamız gerektiğinden kırılganlığımızı bir maskenin ardında saklıyoruz. Öyle yada böyle herşeyin yolunda olduğu şeklinde numara yaparak bugüne kadar idare ettik”, diyen Krishnananda, insanın kendisini ve çevresini kandırarak çeşitli imajlara sığındığını böylece korkusunu gizlemeye çalıştığını belirtiyor.Şunları yaparak korkudan kaçmaya çalışırız: korku yokmuş gibi davranarak, telafi yolları ile onu bloke ederek, kurban rolü üstlenip başkaları suçlayarak, dünyayla ilgimizi keserek, onu yargılayarak, paniğe kapılmış içimizdeki çocuğumuzla ilgilenilmesini umarak.İlişkilerimizdeki sahtecilik korkudan kaçmak için sadece maskeler takarak değil, elde etmek istediğimizden mahrum kalma korkusuyla çeşitli manipülatif hileciklerle de kendisini gösterir. İnsan terkedilmekten, reddedilmekten, aşağılanmaktan korkar, bunu engellemek için stratejiler üretir; aslında hepimiz bunu daha küçükken yapmaya başlamış ve gitgide mükemmelleştirmişiz. Ancak beklentimizden kaynaklanan bu bencil yöntemlerimiz ilişkilerimizi bir çıkmaza sokar.Kendisine yöneltilen manipülatif hamlelerinizi hissedebilen yakınınız, arkadaşınız veya sevgiliniz de bu sefer karşı atak için farklı bir strateji izleyecektir. Bu iki kişi arasında kedi-köpek oyununa dönüşecektir ve ilişkinin tadı kaçacaktır. Yapılması gereken ise arka planda korkutucu veya acındırıcı davranışlar tasarlamaktan ziyade, olduğunuz gibi kendinizi karşı tarafa açmaktır. Bir şeyden hoşlanmıyorsanız, çekiniyorsanız veya korkuyorsanız bunu karşı tarafa uygun bir uslupla açıkça söylemeniz gerekir. Çözümü psikolojik hamlelerde ve hilelerde aramak çözüm olamaz, bu durumu daha da problemli hale getirir.Korkularımızın üstesinden gelip sağlıklı ilişkiler kurabilmemiz için korkularımızla yüzleşmek gerekiyor. İnsan kendi düşünme ve davranma biçimini sorgulamalıdır, bir şeyi korkuyla yapıp yapmadığına dikkat etmeli, eğer korkunun baskısı sonucu yapıyorsa korkunun neden kaynaklandığına bakıp onu incelemelidir. Korkularımızla yüzleşmekse onların kaynağını araştırmaktan geçer. Korkunun verdiği acı bunu zor hale getirse de korkuyla yüzleştiğimizde aslında tüm endişelerimizin ne kadar da yersiz olduğunu göreceğiz.Kitapta anlatılmak istenen bütün mevzular Krishananda’nın bu cümlesiyle özetlenebilir: “Korkularla yüzleşmek için tüm engelleri kaldırmalıyız, bunlar kaçış yollarıdır. En büyük engellerden bazıları kendi strateji ve beklentilerimizden kaynaklanıyor.”
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Hayatın ve özgürlüğün için insanın korkularından arınması gerektiğini anlatan muhteşem bir kitap. Bunu yapmanın tek yolu; insanın kendini kabullenip sevebilmesinden geçiyor. Bence muhteşem bir başucu kitabı. İnsanın kendini çözmesi ve bulması adına okuması gereken ilk kitaplardan biri….
Akıcı dili olan yazarın bu kitabı için saygıdeğer çevirmenin samimi çevirisiyle; kendimi bulmamda bir destek daha geldiği için teşekkür ederim:) bengül
California ve Harvard Üniversiteleri’nde eğitim görmüş bir psikiyatr olan Krishnananda (Dr. Thomas Trobe), “İlişkilerin ABC’si” adlı eserinde insanın içindeki korku, bu korkunun ilişkilere olan etkisi, ve bu korkuyla baş etmek için çeşitli çözümlere değiniyor. Eserin orijinal adı “Face to face With Fear”dir, yani “Korkuyla Yüz Yüze”.Dr. Trobe’a göre her insan daha küçüklüğünden itibaren korkuyla yaşar, davranışları üzerinde korkuların büyük bir etkisi vardır. Bu korkular dört ana kategoride toplanır: baskı ve beklenti korkuları, reddedilme ve terkedilme korkuları, yanlış anlaşılma ve önemsenmeme korkuları, fiziksel veya ruhsal açıdan şiddete maruz kalma korkuları.”Ancak korkularımız ile yüzleşmek için onları kabullenmemiz lazım; orada, içimizde olduğunu görmemiz ve nereden geldiklerimi araştırmamız lazım. Bizim şartlanmamızda korkuya hiç yer yok, bize korkuyu saklamamız öğretildi. Korunma, reddetme ve bilinçsizlikle korkunun üzerinin örtüyor, yaşamak için öyle yapmamız gerektiğinden kırılganlığımızı bir maskenin ardında saklıyoruz. Öyle yada böyle herşeyin yolunda olduğu şeklinde numara yaparak bugüne kadar idare ettik”, diyen Krishnananda, insanın kendisini ve çevresini kandırarak çeşitli imajlara sığındığını böylece korkusunu gizlemeye çalıştığını belirtiyor.Şunları yaparak korkudan kaçmaya çalışırız: korku yokmuş gibi davranarak, telafi yolları ile onu bloke ederek, kurban rolü üstlenip başkaları suçlayarak, dünyayla ilgimizi keserek, onu yargılayarak, paniğe kapılmış içimizdeki çocuğumuzla ilgilenilmesini umarak.İlişkilerimizdeki sahtecilik korkudan kaçmak için sadece maskeler takarak değil, elde etmek istediğimizden mahrum kalma korkusuyla çeşitli manipülatif hileciklerle de kendisini gösterir. İnsan terkedilmekten, reddedilmekten, aşağılanmaktan korkar, bunu engellemek için stratejiler üretir; aslında hepimiz bunu daha küçükken yapmaya başlamış ve gitgide mükemmelleştirmişiz. Ancak beklentimizden kaynaklanan bu bencil yöntemlerimiz ilişkilerimizi bir çıkmaza sokar.Kendisine yöneltilen manipülatif hamlelerinizi hissedebilen yakınınız, arkadaşınız veya sevgiliniz de bu sefer karşı atak için farklı bir strateji izleyecektir. Bu iki kişi arasında kedi-köpek oyununa dönüşecektir ve ilişkinin tadı kaçacaktır. Yapılması gereken ise arka planda korkutucu veya acındırıcı davranışlar tasarlamaktan ziyade, olduğunuz gibi kendinizi karşı tarafa açmaktır. Bir şeyden hoşlanmıyorsanız, çekiniyorsanız veya korkuyorsanız bunu karşı tarafa uygun bir uslupla açıkça söylemeniz gerekir. Çözümü psikolojik hamlelerde ve hilelerde aramak çözüm olamaz, bu durumu daha da problemli hale getirir.Korkularımızın üstesinden gelip sağlıklı ilişkiler kurabilmemiz için korkularımızla yüzleşmek gerekiyor. İnsan kendi düşünme ve davranma biçimini sorgulamalıdır, bir şeyi korkuyla yapıp yapmadığına dikkat etmeli, eğer korkunun baskısı sonucu yapıyorsa korkunun neden kaynaklandığına bakıp onu incelemelidir. Korkularımızla yüzleşmekse onların kaynağını araştırmaktan geçer. Korkunun verdiği acı bunu zor hale getirse de korkuyla yüzleştiğimizde aslında tüm endişelerimizin ne kadar da yersiz olduğunu göreceğiz.Kitapta anlatılmak istenen bütün mevzular Krishananda’nın bu cümlesiyle özetlenebilir: “Korkularla yüzleşmek için tüm engelleri kaldırmalıyız, bunlar kaçış yollarıdır. En büyük engellerden bazıları kendi strateji ve beklentilerimizden kaynaklanıyor.”