Kategori: Edebiyat
Yazar: Erk Acarer
Yayınevi: Inkılap Kitabevi
Darül Fesad
Tanıtım Bülteni
Kanuni Sultan Süleyman ölmüş, tahta II. Selim geçmişti… Geçmişi özlüyordu Ferhad. Sokollu içindekileri biliyor gibi uyarmıştı onu: “Gelen gideni aratır Ferhad. Tahta çıkan her hükümdar; Sultan Mehmet Han, Yavuz ya da Kanuni olacak diye bir kaide yok. Dönem kapanır, dönem açılır. Kimi dönem bir sanat, zafer ve refahtır. Kimisi yenilgi, sefalet ve beceriksizlik...” Sokollu’nun ne dediğini anlamıştı genç adam. Buruk bir tebessümle gülmüştü. “Biraz babasına benzeseydi” demişti belli belirsiz. “Allah uzun ömür versin yine de!” Sokollu kızmıştı Ferhad’a; “Hâşâ Allahü teâlâ değiliz biz. İnsan yaratıp istediği gibi şekil vermek bir tek onun harcı. Beş parmağın beşi de birbirine benzemez hem. Aynı tarladan alınan mahsul de daima birbirinden farklı olmuştur. Bunların hesabını tutmak bize kalmadı. Al-i Osmanî ulu bir ağaç, meyveye bakma sen. Asıl mesele ağacın kurumadan sonsuza dek yaşamasıdır. Bize düşen ağacı korumak!” Ferhad, Sokollu’yu hürmetle dinledikten sonra kendisinin bile şaşırdığı bir soru sormuştu:“Paşa Baba ya ağaca kurt düşer de içten içe çürürse...”
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Kolay okunan bir kitap, belki Osmanlı’yı hep okumak istemediğimiz şekliyle sunmamış ama hep aynı yönden de bakmak da birşey kazandırmaz… Osmanlı’yı çökmeye iten bazı sebebleri roman havasında okuyucuya güzel aktarmış bence… Şahsen ben beğendim ve tavsiye ediyorum…
Sanki Osmanlı’nın tek amacı tüm dünyayı ele geçermek,bunu da herkesi kılıçtan geçirerek yapmak,gittiği her yeri yakıp yıkmakmış gibi yazarak çok büyük bir saçmalık örneği gösteren yazara bravo.Ayrıca sapıklık meselesi ve devşirme sisteminin saçma sapan bir şekilde anlatılması da cabası.Osmanlı’ya bu kadar saldırarak ellerine ne geçiyor? Tarih bilmeyen biri bu kitabı okusa olacakları düşünemiyorum.Tarihini ve atalarını bu kadar çarpıtarak anlatanlara da diyecek hiçbir şey bulamıyorum…
evet belkide Osmanlıyı artık her şekliyle incelememiz, at gözlüklerini cıkararak bir daha tarih okumamız gerekmekte… ama bu kadar abartılı ve bazı yerlerinde gerceklerle zıt düşen bir yorum hoşuma gitmedi. lakin anlatım tarzı ve sürükleyici hikayesi hoştu…
Hala, anlamıyorum hala da anlamayacağım… İki aşığın peşine düştün madem… Kızın ne suçu vardı!? Çok güvenip peşine takıldığım karakterlerin ve gerçek şahısların… Gözümde tek ışık hızı olabilecek bir yanı kalmadı… Muhteşem Yüzyıl’ dan sonra bu kitapla birlikte… Kimin torunuyum acaba sorusunu beynime zerk ettiler iyice… Okuyun ama okumak için son bir çareniz kalmışsa! Umarım bu hiç olmaz…
%100 istanbul´da üslubunu beğenip takip etmeye başladığım bir yazar Erk Acarer.Darülfesad´ı da internet ve raflarda görür görmez alınacaklar listeme eklemiştim. Zaman geçirmeden edindiğim kitabı bir çırpıda bitirdim.Akıcı üslubu, kurgusuna oranla çok renkli tasvirler ve tarihi anekdotlarla dolu bir kolaj. Sıkıcı olmayan tarihi kitaplardan hoşlananlar için keyifli öğretici bir eser olmuş.Yeni çalışmalarında daha iyi kurgular bekliyoruz.