“Sevdiklerimizi tanıdığımızı sanırız,” diyerek başlıyor Pearlie Cook her ilişkinin temelindeki o yıkıcı gizemi araştırmaya: Bir insanı gerçekten ne kadar tanıyabiliriz?Sene 1953. Örnek bir evhanımı olan Pearlie, San Francisco’da kocasının hassas bünyesi ile oğlunun hastalığıyla ilgilenerek hayatına devam etmektedir. Ta ki bir cumartesi sabahı bir yabancı kapısını çalana dek… Bir anda her şey değişecek, Pearlie kocası ve evliliğiyle ilgili emin olduğu her şeyden şüpheye düşecektir. Kocasını ne kadar tanıyordur? Yabancı teklif ettiği 100.000 Dolar karşılığında ne istiyordur? Pearlie tam altı ay boyunca etrafındaki dünyayı, özellikle de kocasını anlamaya, aynı zamanda da oğlunu tüm olanlardan korumaya çabalar.Art arda başlayan savaşların, politik, cinsel ve ırksal korku ile baskıların egemen olduğu bir dönemde geçen Bir Evliliğin Öyküsü, yaşadıkları dönemin sınırlarında kısılı kalan ve kaçmak için her yola başvuran üç insanın şaşırtıcı öyküsünü lirik bir dille anlatıyor.
TÜRKİYE'DE BİR İLK: TAMAMEN YASAL ÜCRETSİZ PDF KİTAP ARŞİVİ
%100 Yasal • Hızlı Erişim • Telifsiz Eserler
Türkiye’nin tamamen yasal ve ücretsiz e-kitap kütüphanesi; roman, deneme, kişisel gelişim gibi pek çok kategorideki eseri tek çatı altında sunar. Kitapları doğrudan tarayıcınızda çevrimiçi okuyabilir veya tek tıkla PDF formatında indirerek çevrimdışı keyfini çıkarabilirsiniz. "Popüler", "En Çok İndirilenler" ve "Yeni Eklenenler" sekmeleri ile zengin kategori-yazar listeleri, aradığınız başlığa saniyeler içinde ulaşmanızı kolaylaştırır. Opsiyonel kayıt/giriş sistemi ise okuma geçmişinizi saklar ve favori eserlerinize hızlı erişim sunar.
Amerikalı yazar Andrew Sean Greer, yarattığı karakterlerle dönemsel bir gerçeklikten yola çıksa da, bunu, hayatın çevrimiyle bütünleştiriyor. Amerika’da ırkçılığın üst noktalarda olduğu bir dönemi anlatıyor
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Öykü sürükleyici değil. Olaylar bağlantısız ve karmaşık bir şekilde anlatılmış. Okurken sıkıldığım bir kitap.
Amerikalı yazar Andrew Sean Greer, yarattığı karakterlerle dönemsel bir gerçeklikten yola çıksa da, bunu, hayatın çevrimiyle bütünleştiriyor. Amerika’da ırkçılığın üst noktalarda olduğu bir dönemi anlatıyor