Ütopik düşüncenin en eski örneklerinde, insanı evrensel bir mutluluk içinde gören ve büyük dinlerin “cennet” tasarımlarına yansımış olan “Altın Çağ” özlemi yatar. Hesiodos’un (İÖ 8. yy) dizelerinde bu çağ, insanların meşakkatlerden, acılardan, kötü yaşlılıktan “uzak yaşadıkları” bir çağdır. Platon’un ada-ülkesi Atlantis ise, Atlantik Okyanusu’ndaki dev bir masal ülkesini andırır. Yeniçağda Campanella’yı etkileyen ilk kaynak ise Iambulos’un Güneş Adaları’dır. Herkesin mutluluktan, bolluktan ve hayat zevklerinden eşit pay aldığı bu ekvator adasında güneş her yere eşit dağılır. Campanella, Güneş Ülkesi’nde özel mülkiyeti ve bencilliği nedensellik bağı içinde değerlendirirken özel mülkiyete eşi, aileyi de dahil ederek, çocuklarımıza miras bırakmak için soyguncu ve açgözlü haydutlara dönüştüğü-müzü söyler. Sahip olma hırsı ile bencillik ilişkisinde, her iki yanın da birbirini körüklediği düşüncesini savunan Campanella, insanın doğuştan bencil, kötü ya da hırslı olduğu yolundaki birçok görüşe katılmayıp, “toplumsal varlığı” ve onu belirleyen koşulları öne çıkartarak, sosyalist düşüncelerin de vazgeçilmez temelini ortaya atmakta; kolektif yaşam ve toplumsal yarar anlayışının, bencilliği ortadan kaldıracağını düşünmektedir.
ütopyanın klasiklerinden olan bir kitap. İdeal dünyanın zihinlerdeki evrimini görmek için okunması gereken bir eser. Bordo-siyah’ın baskısı ise tartışılmaz.
Arkadaşlar kitaplar yeni elime ulaştı, ütopya üçlemesi dizisinin üç kitabını da aldım. Henüz okumaya başlamadım tabi ama kapağına, sayfalarına bayıldım. Nostaljik sıfatının hakkını vermiş gerçekten yayınevi.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
ütopyanın klasiklerinden olan bir kitap. İdeal dünyanın zihinlerdeki evrimini görmek için okunması gereken bir eser. Bordo-siyah’ın baskısı ise tartışılmaz.
Arkadaşlar kitaplar yeni elime ulaştı, ütopya üçlemesi dizisinin üç kitabını da aldım. Henüz okumaya başlamadım tabi ama kapağına, sayfalarına bayıldım. Nostaljik sıfatının hakkını vermiş gerçekten yayınevi.