Kategori: Edebiyat
Yazar: Rıza Kıraç
Yayınevi: Gendaş Yayınları
Cin Treni
- Yayın Tarihi: 21.07.2000
- ISBN: 9789753082129
- Dil: TÜRKÇE
- Sayfa Sayısı: 184
- Cilt Tipi: Karton Kapak
- Kağıt Cinsi: 3. Hm. Kağıt
- Boyut: 13.5 x 19.5 cm
Tanıtım Bülteni
Paranoyak bir hikayeyle karşı karşıyayız, her sayfada biraz daha çetrefilleşen ilişkilerin, olayın gelip dayandığı nokta iktidar... Hem değişimin kendisi hem de iktidarın niteliği her geçen gün biraz daha felaket bir hal almakta. Cin Treni, bu değişimin belirlediği daha doğrusu biçimlendirdiği karakterlerin etrafında dönen hikayesiyle gözümüzün önünde dönen dolaplara polisiye bir değinim; aynı zamanda bir paranoya.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Rıza Kıraç’ın ilk roman denemesi olan ‘’Cin Treni’’ de bir polisiye. Öyle “katil kim” tarzında değil ama; Amerikan filmlerini andıran mafyatik bir öyküsü var romanın. Karanlık işadamı Cemal Mehdi, Mehdi’nin İtalyan eşinden olan kızı Cecille,müdür Piteruccio, sinsi muhasebeci Arif Bey, hayata yeni atılan temiz genç Muharrem, Muharrem’in medyada kaşarlanmış arkadaşı Nahit, Muharrem’in eski nişanlısı Ülkü, eski kayınpeder adayıTahir, eski polis Taner ve emniyeti temsilen komiser Sedat’tan oluşuyor romandaki karakterler. İzmir’li zengin iş adamı Tahir Bey’in kızı Ülkü ile evlenmenin arifesinde, kendi ayakları üzerinde durmayı tercih eden Muharrem İstanbul’a gelir ve uluslararası ticaret yapan bir şirketle ilk görüşmesinde müdür yardımcısı olarak işe alınır. Kısa zamanda, patronu Cemal Mehdi’nin kızı, arkadaşı Nahit’in ise eski sevgilisi olan Cecille tarafından baştan çıkarılır. Nahit hem televizyonlarda program yapan hem de gazetelerde köşesi olan tanınmış bir kişidir. Her şey onun Mehdi Bey’in evinde, cinayet üzerine yaptığı bir konuşma ile başlar. “Cinayet kültürümüz sıfır… Bütün bunlar kültür meselesi, bir işe başlarken nasıl aklımıza ilk geleni bir çırpıda yapıyorsak, cinayeti de öyle işliyoruz. Yaptığın işin tadına varacaksın, en ince ayrıntısına kadar kurgulayacaksın, polislerin kısa sürede ulaşabileceği delilleri mekana serpiştireceksin, her şey senin istediğin mecrada cereyan edecek…” diyen Nahit, oradakileri gerçek bir cinayet oyununa davet eder; “Tek kural birbirimiz öldürmeyeceğiz, bunun dışında her şey serbest ve kimse sapıkça davranmayacak, yani tasarladığı cinayetten esaslı bir çıkarı olacak, oyun bittiğinde, cinayete mantıklı bir açıklama getiremezse ona bir ceza vermeliyiz. Sonuçta Muharrem’in itirazlarına rağmen “oyun” başlar. Cinayetler de tabii… İşler bir anda karışmış, olay medyaya aksetmiş, Nahit ve Muharrem polis tarafından aranır olmuşlardır. Ortaya karanlık bir tip olan Taner de çıkar. Tahir Bey ve kızı Ülkü ise İstanbul’a gelerek olaylara dahil olurlar. İşin ucu Mafya’ya uzanmakta ve adı geçen hemen herkes bu kirli ilişkilerden nasibini almış görünmektedir. Cinayet sayısı giderek artar ve tam sıra okuyucuya gelecekken roman biter