Zeliha, hesapta son bohça çayı toplayacak, çay makaslarını yanına alacak, annesinin ardı sıra alım yerine gelecekti. Genç kız alelacele sıktığı bohçayı annesinin sırtına yüklerken böyle söz vermişti. Oysa bir saatten fazla geçmiş, Zeliha gelmemişti. Annesi Mukadder, gözlerini gökyüzüne çevirdi. Kırılgan bir güneş, gri ile lacivert arasında kararsız kalan yüklü bulutları, bulutlar da çaylıklarda tek tük biten mandalina, hurma ve karayemiş ağaçlarını yalayıp geçti. İsmail Saymaz, Ovit Dağı’nı aşmaya çalışanların, aşıp da hayata iyi kötü tutunanların izini sürmeye çağırıyor bizi. Bu iz boyunca çay tarlasındaki mevsimlik işçiye, tezgâhının başında sıkıntıdan her şeye ama her şeye bahis tutan hamsiciye, Rus Pazarı’nda orak çekiçli rozet satan Matmazel Loya’ya, şeyhine ulaşmak için rabıtaya durup da onun yerine bir otel odasından hatırladığı Olga’yı gören “sofi”ye rastlayacaksınız. Karayemiş ağaçlarının, çaylıkların arasından kentin dar sokaklarına, ormanları yağmalayıp yapılan geniş otoyollara… Çay Güzeli, siyah beyaz fotoğraflarda başka renklerin de olduğunu gösteren hikâyeler.
Yazarın, hayatını geçirdiği Rize’de, başından geçen olayları anlattığı anı kitabı. Boş kaldığınızda ya da canınız sıkkın olduğunda bir fincan kahve ile okunabilecek kadar güzel bir kitap. Edebi olarak çok başarılı olmasa da dört yıldızı hak ediyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Yazarın, hayatını geçirdiği Rize’de, başından geçen olayları anlattığı anı kitabı. Boş kaldığınızda ya da canınız sıkkın olduğunda bir fincan kahve ile okunabilecek kadar güzel bir kitap. Edebi olarak çok başarılı olmasa da dört yıldızı hak ediyor.
Normalde kitap yanında kahve tercih ederim. Bu kitapla ise çay çok uyumlu oldu.
Gurbetteki Karadenizliler için daha da güzel bir kitap. En azından benim için öyle
Yazar öykülerini toplamış. Öyküler keyifli olsa da edebi açıdan yeterli değil.
Samimi,bizim hayatımızı anlatan çok akıcı bir eser