Üzerinde çalıştığımız bu eser ne bir tarih araştırması ne de toplumsal hayatın "oluş"unu inceleyen bir tarih felsefesidir. Sadece, zamanın akışı içinde, yapısal unsurları toplumsal sisteme göre yorumlamak suretiyle, onlara daha çok sosyolojik bir "öz" kazandırmaktadır. Aslında, bir sosyal sisteme göre, geçmiş olayları yorumlamak demek, her şeyden önce, tarih bilimiyle-sosyolojinin kesiştiği alanı tesbit etmek demektir. Bu nedenle, tarihle sosyoloji arasında hem içerik hem de gelişim bakımından yakın bir ilişki vardır. (Önsöz'den)
Kitabın en önemli özelliği yazarın Oğuz-Türkmen ikiliği dediği Türk tarihi boyunca sorun yaratan yerleşik ve göçebe Türklerin aralarındaki ilişkinin ve açmazların incelemesini yapmak olarak görülebilir.
Giriş’te Ümmetçilikten Milli Devlet’e Gökalp’in üçlü modeli ile ;Osmanlı’nın son dönemlerinde ortaya çıkan Türkçü,Arap-Mısır milliyetçiliği fikir akımları irdelenmiş,Atatürk’ün Milli Devlet Modeli’ne yer verilmiş ve Cumhuriyet Türkiyesinin Türk’ü neden M.Ö bilmemkaçıncı binyılda Orta Asya’da aradığı sorusuna cevap verilmeye çalışılmıştır.Eski Türk Toplum Yapısı,Türklerde egemenlik biçimi Aristokrasimidir?, Bozkır Kültürü ve Türk Toplumunun Siyasal Evrimi ,Üretim Biçimleri,Tarım,Hayvancılık ve en önemlisi de Türklerin göçebe yaşamasının onlara kazandırdıkları(kaybettirdikleri demiyorum!!);niçin yerleşik değilde göçebe hayatı seçtikleri ,Şamanizm din midir?,Türklerin İslamiyete geçişleri gibi konularda bilimsel verilere dayanan ve yerli yabancı onlarca tarihçi,antropolog ve etnologun görüşlerine yer verilen bu kitap tarih ve sosyolojiyle ilgilenenler için kaçınılmaz.
Sahasında yeri doldurulamayacak bir uzman olan Prof.Dr.Orhan Türk Tarihinin Sosyolojisiadlı mükemmel eserinde milli devleti oluşturan milli tarih tezini derinlemesine inceleyerek Orta Asya’dan başlayarak kültür taşıyıcısı olarak Türklerin egemenlik,din ve çeşitli kültler biçimlerini ve karşılaştırmalı olarak Türk tarihine yeni bir metedolojik teori sunan Orhan Türkdoğanbu kitabında ayrıca Oğuzların toplumsal yapısını ve Dede Korkut penceresinden Türk mitolojisinin zenginliğini de bizlere aktarmaktadır.Bu eseri okuyan okuyucunun bilahare Çağdaş Türk Sosyolojisi adlı eseri de okumasını önemle tavsiye ederim.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Türk tarihine sosyolojik olarak yaklaşan, toplum yapımızın tarihî köklerinin arkeolojisini yapmaya çalışan eser.
Kitabın en önemli özelliği yazarın Oğuz-Türkmen ikiliği dediği Türk tarihi boyunca sorun yaratan yerleşik ve göçebe Türklerin aralarındaki ilişkinin ve açmazların incelemesini yapmak olarak görülebilir.
Giriş’te Ümmetçilikten Milli Devlet’e Gökalp’in üçlü modeli ile ;Osmanlı’nın son dönemlerinde ortaya çıkan Türkçü,Arap-Mısır milliyetçiliği fikir akımları irdelenmiş,Atatürk’ün Milli Devlet Modeli’ne yer verilmiş ve Cumhuriyet Türkiyesinin Türk’ü neden M.Ö bilmemkaçıncı binyılda Orta Asya’da aradığı sorusuna cevap verilmeye çalışılmıştır.Eski Türk Toplum Yapısı,Türklerde egemenlik biçimi Aristokrasimidir?, Bozkır Kültürü ve Türk Toplumunun Siyasal Evrimi ,Üretim Biçimleri,Tarım,Hayvancılık ve en önemlisi de Türklerin göçebe yaşamasının onlara kazandırdıkları(kaybettirdikleri demiyorum!!);niçin yerleşik değilde göçebe hayatı seçtikleri ,Şamanizm din midir?,Türklerin İslamiyete geçişleri gibi konularda bilimsel verilere dayanan ve yerli yabancı onlarca tarihçi,antropolog ve etnologun görüşlerine yer verilen bu kitap tarih ve sosyolojiyle ilgilenenler için kaçınılmaz.
Sahasında yeri doldurulamayacak bir uzman olan Prof.Dr.Orhan Türk Tarihinin Sosyolojisiadlı mükemmel eserinde milli devleti oluşturan milli tarih tezini derinlemesine inceleyerek Orta Asya’dan başlayarak kültür taşıyıcısı olarak Türklerin egemenlik,din ve çeşitli kültler biçimlerini ve karşılaştırmalı olarak Türk tarihine yeni bir metedolojik teori sunan Orhan Türkdoğanbu kitabında ayrıca Oğuzların toplumsal yapısını ve Dede Korkut penceresinden Türk mitolojisinin zenginliğini de bizlere aktarmaktadır.Bu eseri okuyan okuyucunun bilahare Çağdaş Türk Sosyolojisi adlı eseri de okumasını önemle tavsiye ederim.