Bu kitap Sartre'ın deyimiyle "şiir", sözcüğün Farsça anlamıyla da "gazel", yaralı bir göğsün "göğüs kanamaları" ile "çölsel bir ruh"un "dağınık yakarmaları"dır. Bu çöl "benim dünyam" olduğu gibi "benim yüreğim"dir de.."benim yabancı kendim", "benim tutuşmuş, ekinsiz yaşantım".. Özetle "benim yaşam öyküm"dür.
seninle, bu toprakların bütün renklerini kendime yakin buluyorum seninle, bu toprakların bütün renkleri beni okşuyor seninle, dağlar soyumu koruyan vefakar bekçilerdir seninle, bu çölün ahuları benim oyun arkadaşımdır seninle, yer beşiktir, beni kucağında uyutuyor. bulut, bir ipektir, beşiğimin üzerine çekilmiş beşiğimin ipi ise bu dağların ardında komsumuz olan annemin elindedir seninle, deniz bana sevecen davranıyor seninle, her sabahin agartisi yanagima öpücük konduruyor seninle, esinti her an an saçlarimi tariyor seninle, ben baharla yeşeriyorum seninle, ben yasemenleri kokusu içinde yayiliyorum seninle, ben her bitkinin sütü içinde akiyorum seninle, ben her goncanin içinde açiyorum seninle, ben günes dogunca gülüyorum, her simsekte sevinç çigligi atiyorum. asik kuslarin bogazlarinda sarki söylüyorum, pinarlarin siriltisinda gülüyorum, irmaklarin bogazlarinda mirildaniyorum. seninle, ben hayatin ruhunda sakliyim, akiyorum nabzin içinde seninle, ben varligi, hayati, sevinci, sevgiyi, güzelligi, ilahi pak sefkati yudumluyorum.Bir beste tadında Kevir. Çölünün sedası Ali Şeriati’nin kalemi ve Kevir sözleri. Bu kitabı edebiyat ve sanatla ilgilenip okumayan varsa çok şeyini kaybetmiştir. wwww.blogcu.com/aliseriatiHubutta aşkı ve sevgiyi böyle anlatan yazar bu kitabında çölün gazelini kevir adıyla yazmıştır
İnsan bazen çeker gider ya… Kalabalıkların içinde olması, yahut kendi başına, ıpıssız bir yerde olması değildir sözkonusu olan. Veya bir mekan değişimi de değildir bahsettiğim. Sizler de bilirsiniz işte, orada olursunuz ama aslında orada değilsinizdir. İnsanların, olayların veya hayatın yaptıklarını hazmedemez ve çeker gidersiniz. İşte tam o anlarda bazen düşüncelerinizdir yegane dostunuz, bazen kendi kendinize konuştuklarınız ya da bazen kaleminizdir… Bu söylenenler Şeriatî’nin deyimiyle “söylenmesi söylenmemesinden daha iyi olmayan” sözler ve “söylenileni olmayan sözler”dir.Eğer asil bir mücadele adamının, aydın bir müslüman şahsiyetin, bir İslam şehidinin böyle sözleri olsa, nasıl olurdu aceba? Cevabı bu kitapta.Kesinlikle okunması gereken bir kitap diyemiyorum çünkü Şeriatinin de hatta Sartre’nin da tabiriyle : kesinlilke “bir “serüven”in “görüldüğü” gibi okuması gereken” bir kitap…
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
seninle, bu toprakların bütün renklerini kendime yakin buluyorum seninle, bu toprakların bütün renkleri beni okşuyor seninle, dağlar soyumu koruyan vefakar bekçilerdir seninle, bu çölün ahuları benim oyun arkadaşımdır seninle, yer beşiktir, beni kucağında uyutuyor. bulut, bir ipektir, beşiğimin üzerine çekilmiş beşiğimin ipi ise bu dağların ardında komsumuz olan annemin elindedir seninle, deniz bana sevecen davranıyor seninle, her sabahin agartisi yanagima öpücük konduruyor seninle, esinti her an an saçlarimi tariyor seninle, ben baharla yeşeriyorum seninle, ben yasemenleri kokusu içinde yayiliyorum seninle, ben her bitkinin sütü içinde akiyorum seninle, ben her goncanin içinde açiyorum seninle, ben günes dogunca gülüyorum, her simsekte sevinç çigligi atiyorum. asik kuslarin bogazlarinda sarki söylüyorum, pinarlarin siriltisinda gülüyorum, irmaklarin bogazlarinda mirildaniyorum. seninle, ben hayatin ruhunda sakliyim, akiyorum nabzin içinde seninle, ben varligi, hayati, sevinci, sevgiyi, güzelligi, ilahi pak sefkati yudumluyorum.Bir beste tadında Kevir. Çölünün sedası Ali Şeriati’nin kalemi ve Kevir sözleri. Bu kitabı edebiyat ve sanatla ilgilenip okumayan varsa çok şeyini kaybetmiştir. wwww.blogcu.com/aliseriatiHubutta aşkı ve sevgiyi böyle anlatan yazar bu kitabında çölün gazelini kevir adıyla yazmıştır
İnsan bazen çeker gider ya… Kalabalıkların içinde olması, yahut kendi başına, ıpıssız bir yerde olması değildir sözkonusu olan. Veya bir mekan değişimi de değildir bahsettiğim. Sizler de bilirsiniz işte, orada olursunuz ama aslında orada değilsinizdir. İnsanların, olayların veya hayatın yaptıklarını hazmedemez ve çeker gidersiniz. İşte tam o anlarda bazen düşüncelerinizdir yegane dostunuz, bazen kendi kendinize konuştuklarınız ya da bazen kaleminizdir… Bu söylenenler Şeriatî’nin deyimiyle “söylenmesi söylenmemesinden daha iyi olmayan” sözler ve “söylenileni olmayan sözler”dir.Eğer asil bir mücadele adamının, aydın bir müslüman şahsiyetin, bir İslam şehidinin böyle sözleri olsa, nasıl olurdu aceba? Cevabı bu kitapta.Kesinlikle okunması gereken bir kitap diyemiyorum çünkü Şeriatinin de hatta Sartre’nin da tabiriyle : kesinlilke “bir “serüven”in “görüldüğü” gibi okuması gereken” bir kitap…