“İnsanlar huzur nedir bilmez. Sıcacık güneşin, denizin kokusunu taşıyan rüzgârın, yemyeşil bir vadide durup derin ve uzun bir nefes alabilmenin tadını çıkaramazlar. Hep bir işleri vardır. Planları vardır. Aceleleri vardır. Çayırların, derelerin, denizin, ormanın sesini dinlemezler. Ve yeterince dinlemezsen, sonunda gerçekten duymamaya başlarsın. İnsanlara olan da buydu. Kulaklarındaki kuğular bu yüzden köreldi. Bu yüzden artık duyamıyorlar.”Küçük bir maden kasabasında yaşayan Keriman’ın bu sıcacık öyküsü bize, dünyanın sadece insanlara ait olmadığını; bir tavşanın, bir karıncanın, bir keşiş yengecinin, bir çıyanın, bir gelinciğin, bir söğüt ağacının da insanlar kadar yaşamaya hakkı olduğunu hatırlatıyor.
Keşke daha uzun olsaydı. Keriman maceradan maceraya koşsaydı.Çocukken tekrar tekrar hayalini kurduğum diğer varlıkların sesini duyabilme gücünün muazzamlığı karşısında büyülendim.Keşke herkes okusa,şuursuz varlıkların da yaşama hakkı olduğunun farkına varabilseler
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
su gibi akıp gitti… devamını bekliyoruz Sıla Hanımdan.
Bir yetişkin olarak bile çok zevk aldım.Dogayi durup dinlemek hissetmek gerekir mesajını çok güzel veren birnkitap
Keşke daha uzun olsaydı. Keriman maceradan maceraya koşsaydı.Çocukken tekrar tekrar hayalini kurduğum diğer varlıkların sesini duyabilme gücünün muazzamlığı karşısında büyülendim.Keşke herkes okusa,şuursuz varlıkların da yaşama hakkı olduğunun farkına varabilseler
İnanilmaz güzel bir hikaye insan elinden bırakamıyor. Büyükler bile keyifle okuyabilir. Umarım daha çok kitap yazar Sıla Hanim.
Dili akıcı ve anlaşılır.Bir yetişkin olarak keşke benim de kuğukulaklarım olsaydı diyebileceğiniz bir hikaye..