Bu çalışmada Hıristiyanların Müslümanlarla geliştirmeye çalıştıkları diyalog ilişkisinde samimi olup olmadıkları ve diyalojik ilişkiden ne kastettikleri ortaya konulmak için günümüz Hıristiyanlığının en temel iki resmi kurumu olan Roma Katolik Kilisesi ve Dünya Kiliseler Birliğinin 1960'lardan günümüze değin genelde dinler arası diyalog özel de ise Hıristiyan-Müslüman diyaloğu konusunda yaptıkları çalışmalar ve ürettikleri resmi dokümanlar derinliğine analiz edilmekte ve bu soruların cevabı aranmaktadır: Batı Hıristiyan dünyasını Müslümanlarla diyalojik ilişkiye girmeye sevk eden temel etkenler nelerdir? Resmi Hıristiyan kurumları özellikle de Roma Katolik Kilisesi "diyalog"tan neyi kastetmektedir? Diyalogla misyonerlik arasında nasıl bir ilişki vardır? Diyalog misyonerliğin yeni bir versiyonu mudur yoksa onun yerini alan yeni bir paradigma mıdır? Ortak insani problemlerin giderek arttığı ve tek bir dinsel geleneğin taraftarlarının bunları tek başına çözmesinin mümkün olmadığı günümüz dünyasında dünya nüfusunun yaklaşık yarıya yakınını oluşturan Hıristiyan ve Müslümanların birbirleriyle ilk yıllarını yaşadığımız 21. Yüzyılda nasıl bir ilişki içinde olmaları gerekmektedir?
hristiyanların kurtuluşun yalnızca kendi dinlerinde olduğunu savunan bir düşünceden yani dışlayıcılıktan( ki buna göre diğer dinlerle hiç bir ilişki kurulamaz(monolog) )kapsayıcılığa(kutsal ruhun diğer dinlerde de faaliyette olduğunu bütün insanları kutsadığı için her kesin hristiyan olduğunu kapalı bir manada kurtuluşun yine kendi dinlerinde olduğunu savuvnuyorlar)ve çoğulculukla(kurtuluşun diğer dinlerin kendi peygamberleriyle yada aracılarıylada olabileceğini savunan gelişimdir) diğer dinlerle diyalog sürecini başlatıyorlar yani tek kurtuluşun kendilerinde olduğu için diğer dinlerle diyaloğu reddeden monolog anlayışından kutuluşun diğer dinlerdede olabileceğini savunarak diyalog sürecine giriyorlar bunun arkasında ne gibi gizli emellerin olduğunu yani misyonerliğide bir kenara atmamak gerekir
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Dinler arası diyolog üzerine yapılmış bir çalışma.
hristiyanların kurtuluşun yalnızca kendi dinlerinde olduğunu savunan bir düşünceden yani dışlayıcılıktan( ki buna göre diğer dinlerle hiç bir ilişki kurulamaz(monolog) )kapsayıcılığa(kutsal ruhun diğer dinlerde de faaliyette olduğunu bütün insanları kutsadığı için her kesin hristiyan olduğunu kapalı bir manada kurtuluşun yine kendi dinlerinde olduğunu savuvnuyorlar)ve çoğulculukla(kurtuluşun diğer dinlerin kendi peygamberleriyle yada aracılarıylada olabileceğini savunan gelişimdir) diğer dinlerle diyalog sürecini başlatıyorlar yani tek kurtuluşun kendilerinde olduğu için diğer dinlerle diyaloğu reddeden monolog anlayışından kutuluşun diğer dinlerdede olabileceğini savunarak diyalog sürecine giriyorlar bunun arkasında ne gibi gizli emellerin olduğunu yani misyonerliğide bir kenara atmamak gerekir