Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?)

Kategori: Psikoloji Yazar: Chris Bailey Yayınevi: Saltokur

Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?)

Tanıtım Bülteni
Teknoloji, hayatımızın her alanında rol çalarken kusursuz bir dikkat mümkün mü? Her an, her yerden âdeta uyaran bombardımanına maruz kaldığımız günlük yaşamlarımızda odaklanmanın ve dikkati sürdürmenin püf noktaları var mı? Dikkatimizin sınırları nereye kadar genişleyebilir? Dikkat sürecimizi yöneterek nasıl daha yaratıcı ve üretken olabiliriz? Okuduğumuzu daha iyi anlayarak okul ya da iş hayatlarımızda nasıl daha başarılı olabiliriz? Chris Bailey her birini kendi yaşamında deneyimleyerek kaleme aldığı önerilerinden oluşan Kusursuz Dikkat’te, tüm bu soruların yanıtlarını veren bir dikkat sistemi öneriyor. Dikkat dağıtıcıların kontrol edilebildiği ve dikkatimizi istemli olarak “ne”ye yöneltip yöneltmeyeceğimizi bizim belirlediğimiz bir ortamda, kaliteli ve gerektiği kadar uzun süreli odaklanabilmek sadece bazı alışkanlıkların kazanılmasına bağlı. Kusursuz Dikkat, okuma deneyiminiz boyunca farkındalığınızı devrede tutarak, bütün dikkat dağıtıcılara rağmen kendi dikkatinizin kodlarına ulaşacağınız pratik ve uygulanabilir bir toparlanma süreci vadediyor. “Bailey, bu pratik ve yaygın olarak uygulanabilir rehber kitabında dikkat dağınıklığını; iş dünyası ve modern yaşamı hemen hemen her yönüyle rahatsız eden yaygın bir sorun olarak tanımlıyor. İşlerin hızla aktığı bir iş yerinde, dikkatlerinin kontrolünü yeniden kazanmak isteyen okuyucular için bu kitabın okunması bir zorunluluktur.”—Publishers Weekly “İlgi çekici bir kitap... Bailey bu kitabı yazarken, önüne fotoğrafımı koyup beni seyirci olarak etiketlemiş olabilir. Kusursuz Dikkat, dikkat alanımın sınırlarını tanımama ve çevreme odaklanmayı daha pratik hale getirmemde çok yardımcı oldu. Bailey, görevlerinize yeniden nasıl yaklaşmanız gerektiğini, önceliklerinizi belirleme yollarını ve kopuklukları en aza indirebileceğiniz yöntemleri gösteriyor.”—New York Times, Kişisel Gelişim sütunu
Satıcı Kitap Adı Bağlantı
Trendyol Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?) Satın Al
Kitapyurdu Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?) Satın Al
D&R Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?) Satın Al
Idefix Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?) Satın Al
BKM Kitap Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?) Satın Al
Hepsiburada Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?) Satın Al
Nadir Kitap Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?) Satın Al
N11 Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?) Satın Al
Amazon Türkiye Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?) Satın Al
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?) PDF 6.23 MB İndir
Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?) EPUB 6.96 MB İndir
Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?) MOBI 5.49 MB İndir
Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?) ODF 5.86 MB İndir
Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?) DJVU 7.32 MB İndir
Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?) RAR 4.76 MB İndir
Kusursuz Dikkat (Dikkat Dağıtan Bir Dünyada Nasıl Daha Üretken Olunur?) ZIP 4.39 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Benzer Kitaplar




Kitap Yorumları - (5 Yorum)


Henüz her şeyin dijitalleşmeye başlamadığı, evlerimizdeki en ileri teknolojinin tüplü televizyon, elektrikli ütü olduğu döneme kadar bizim “odaklanma becerisi” gibi bir problemimiz yoktu. Belki vardı ancak bu kadar yaygın bir problem değildi. O yıllara kadar her türden teknolojik ürün ve yenilik, hayatımıza temkinli bir şekilde dahil ediliyordu. Onlara alışmak, onlarla değişen hayatımıza ayak uydurmak için bir sürece sahiptik. Yeterince vaktimiz vardı. Fakat her şey bir anda değişti sanki. Önceleri hayatımıza büyük bir temkinle ve teyakkuzla dahil ettiğimiz dijital çağ icatları, adeta üzerimize boca ediliyordu. Hızla yeni tabletlere, telefonlara, akıllı saatlere, akıllı TV’lere sahip oluyorduk. Artık onlar üzerindeki kontrolü, sadece onları satın almadıkça sağlayabiliyorduk. Dışarıdaki hayat da hızla dijital bir çağa evrildi. Üstelik bu değişimin hızı da gittikçe artıyordu. Bu bir devrimdi. Fakat hızla değişmekte olan hayatımıza adapte olmak eskisi kadar kolay değil. Bu süreçte alışkanlıklarımız, hayata bakışımız, hayattaki anlam arayışımızın şekli ve daha birçok şey değişti. Nitekim odaklanma becerisine ihtiyacımız da arttı. Odaklanabilmeyi, kitabın kendi başlığında da ifade ettiği şekliyle “Kusursuz Dikkat” i kaybettik, yahut zayıflattık. Şimdi hepimiz onu yeniden bulmaya çalışıyoruz. Yazarın kitapta geçen şu cümlesi halimizin çok iyi bir özeti sanırım: “Daha önce hiç bu kadar az şey yaparken bu kadar meşgul olmamıştım.” Sanıyorum ki, 21. Yüzyılın bireysel olarak aşılması en güç problemlerinden biri dikkat meselesi olacak. Bu konuda da dijital çağ öncesi dönemdeki çalışma alışkanlıkları yol göstericimiz olacak. İlk kez insanlık olarak ilerlemek için geride bıraktığımız şeylere bu denli muhtaç bir durumdayız diyebiliriz. Bu yeni durum karşısındaki insan halini inceleyen ve yol gösteren kitapların sayısı artmakta. “Kusursuz Dikkat” de onlardan biri.

“Kusursuz Dikkat” kitabı, başlığıyla ve dahil edildiği tür olan “kişisel gelişim” kategorisinin kötü şöhreti nedeniyle, bu alandaki yeknesaklıktan bıkmış okurda ister istemez bir kaçınma duygusu uyandırıyor. Dolayısıyla bu tür kitaplardan bahsedildiğinde ilk merak edilen, kitabın “diğer klasik kişisel gelişim kitapları gibi mi olduğu” sorusu. Bu nedenle kitap hakkındaki değerlendirmeme bu sorudan başlamak istedim. Bu alandaki kitaplar, konularına göre ayrı ayrı okunduğunda bazen yazarın aşırı iddialılığı ve anlatılan kişisel gelişim unsurunun, hayatın her alanına zorla dahil edilmesini isteyen tavır nedeniyle okurda şu soruları uyandırıyor: “Gerçekten hayattaki en önemli şey karşıdakini ikna etme sanatı mı, ya da hızlı okumak mı, şampiyon psikolojisine sahip olmak mı, muhatabına hayır cevabını verebilmek mi, az uyumak mı? Hayat bu üç buçuk tavsiyeyi uyguladığımızda düzelecek kadar basit bir şey midir?” vs. Örnekler uzatılabilir. Bu soruyu sorduğumuz raddeye geldikten sonra artık kitabın iddiaları abartılı, tezleri bayağı ve sonuçları da popülistçe görünmeye başlar. “Kusursuz Dikkat” kitabı, konusu gereği insanı insan yapan her ne varsa temelinde yatan “dikkat ve odaklanma” meselesini mercek altına aldığı için malum kişisel gelişim kitaplarının tarzında yazılsaydı bile önemli bir kitap olacaktı. Fakat yazının ilerleyen kısımlarında bahsedeceğim gibi yazarın çok titiz bir araştırmacı tavrı var. Anlatılan örnekler, yapılan açıklamalar güzel bir tasniften geçirilmiş. Anlatılanların sırası, sıfırdan başlayanlar için başka bir kaynağa gerek duyulmaksızın kolayca anlamayı ve aşama aşama bilgilenmeyi sağlıyor. Kitabın içinde en can alıcı kısımlar bilinçli olarak tekrar edilmiş fakat bu tekrarlar aynı şeyleri okuma sıkkınlığı vermiyor, daha ziyade konunun farklı bir cihete açılan kısmını görmeyi ve bu kısımları anlamak için bir referans noktasının yeniden oluşmasını sağlıyor. Ayrıca yazar bilgileri sıkmadan, üstelik bolca tekrar etmesine rağmen asla sıkmadan aktarmanın yolunu bulabilmiş. Bazı konuların daha iyi anlaşılabilmesi için şemalandırma yöntemi kullanılmış. Bunların anlatıma epey katkı yaptığını ve akılda kalıcılığı artırdığını görüyorum. Kitapta abartılı hiçbir şey yok, aksine kendi iddiasını kendi çürütmeye çalışan ve sonuçlarını paylaşan bir tavrı var. Getirdiği açıklamalar çok makul görünüyor.

“Kusursuz Dikkat” kitabında Chris Bailey’nin konuyla ilgili literatürdeki kayda değer hemen her şeyi taradığını görüyoruz. Sivil bir araştırmacı olarak muazzam bir emek ortaya koymuş. Yapılan atıflar, dipnotlar, başka kitaplardan alıntılar bunu gösteriyor. Ancak bazı kısımlarda da bahsedilen araştırma bulgularının kaynağı belirtilmemiş. “Yapılan bir araştırmada” şeklinde başlayan bulgular konuyu tasdik eden ve o sırada okuyucuya gayet inandırıcı gelen sonuçlar olsa da kitabın nesnelliğine biraz gölge düşürüyor.

Kitabın ortaya koyduğu anahtar kavramlar ve çevirmenin kelime seçimi çok yerinde. “Otomatik pilot, dikkat aralığı, kusursuz dikkat ve serbest dikkat” gibi kavramlar ve bunların ifade ettikleri herhangi bir boşluğa yer bırakmayacak şekilde açıklanmış. Öyle ki, kitabı okuyup da aradan zaman geçtikten sonra akılda kalacak olan sadece anahtar kavramlar bile, kitaptan edindiğimiz kazanımlarımızı sürdürmeye epeyce katkı sağlayacaktır. Akılda kalıcılık ve önemli bir dikkat unsuru olması açısından, anahtar kavramlara ağırlık verilmesini çok yerinde buldum. Her sayfada altını çizmeye değer bulduğum çokça bilgi ve öneri vardı. Kendisini bir başlangıç kitabı, giriş kitabı olmaktan öteye de taşıyan kısımları haizdi. Getirdiği argümanları, işaret ettiği sorunları çok iyi açıklayan, ikna edebilen ve son derece yalın, laf ebeliğine kaçmayan bir anlatımı var. Konuyu adeta bir gergef gibi işliyor. Yazarın hem dersine iyi hazırlandığı hem de belagatinin güzelliği, metnin başından sonuna kadar kendini her yerde belli ediyor.

Kitapta çok orijinal bulduğum ve etkilendiğim kısımlar oldu. Dikkat aralığı kavramı, serbest dikkat- kusursuz dikkat ayrımı bunlardan bazıları. Özellikle dikkat aralığını sonuna kadar doldurmamak ve daha nitelikli bir çalışma için arada serbest dikkat boşlukları bırakmak ile ilgili tezini çok ilginç buldum ve aklımda bu sayede bazı parçalar yerine oturdu. Hatta bu taşların yerine oturma olayını çokça yaşadım. Bugüne kadar sağdan soldan duyduğum, bir şekilde okumuş olduğum odaklanma becerisi ile ilgili bazı bilgilerin, bulguların hepsini bir arada bulmuş oldum hem de sebeplerini daha iyi anlamış oldum. Ayrıca, yazarın anlatım tarzı da okuyucuya sonradan bazı şeyleri daha iyi anlamasını sağlayacak “bilgi sentezletici” şekilde. Okuyucu bu sunuş şekli sayesinde birçok bilgi ve sonuç için bir deney ortamına ihtiyaç duymuyor. Kendi hayatındaki birçok anı, deneyim anlatılan şeyler için bir deney ortamı, modelleme oluyor.

Kitap odaklanma becerisi konusunda güzel bir bilinç oluşturuyor. Ancak bu bilinç maalesef hayat gaileleri ve yazının başında bahsettiğimiz hayatın hızlılığı, hızla değişimi nedeniyle ihmale sürüklenmeye ve kolayca unutulmaya mahkum olabilir. Zaten kitabın temel problem olarak gördüğü ve “otomatik pilot” ifadesiyle de kavramlaştırdığı problem de bu unutulmaya mahkumluk durumu. Dolayısıyla bu edindiğimiz bilinci hayatımızın merkezine almamız gerekir. Kusursuz dikkat, ancak kendi hayatımızdaki rolümüzde edilgenliğe düşmeyi engelleyebildiğimiz ölçüde sağlanabilir. Özellikle “etkin olmak” yerine “edilgenliğe düşmeyi engellemek” tabirini seçtim. Çünkü insan zihni, doğası gereği edilgenliğe “kitabın tabiriyle otomatik pilota” düşmeye meyyal. Ve dijital çağın nimetleri her zaman daha cazip ve daha kolay lokma. Kitabın bence en büyük kazanımlarından birisi de zihnin bu edilgenliğe düşmeye meyyal halini iyi anlatması ve bunla barışık olmamız gerektiği farkındalığını uyandırması. Dolayısıyla ben okurlara bu kitabı bir kere okunduktan sonra rafa konacak bir kitap olarak görmemelerini; altını çizdikleri, işaret ettikleri kısımları belli aralıklarla tekrar tekrar okumalarını tavsiye ederim. Çünkü adeta dikkat önleyici unsurlarla kuşatılmış bir dünyadayız ve şu an dikkatimizi korumak adına elimizdeki tek silah, bu tür kitapları okuyarak kazandığımız ve tekrar tekrar okuyarak tazelenmesini sağladığımız “dikkat bilinci” olacaktır.

Dikkat ve odaklanma becerisi, çok hassas ve çok sayıda değişkenden etkilenen ip üstünde yürümeye benzeyen bir denge. Dengeyi oluşturan bileşenlerden bir tanesinin bile olmayışı/fazla oluşu ipten düşmek için maalesef yeterli.

Kitabın verdiği en önemli mesajlardan biri de odaklanma becerisini sadece sınavlarda, yaptığımız işlerde bize başarı sağlayan bir taktik olarak görmemek gerekliliği. Yazarın bu konuda kitapta geçen şu saptamasını çok önemli buluyorum: “ Odaklanmayı sadece üretkenliğimi artıran bir katkı olarak görmeyi bırakıp genel iyi oluşumu etkileyen bir unsur olarak görmeye başladım.”(s.10)

Önümüzdeki uzunca bir dönemde odaklanma konusunu temel alan çokça zihin araştırmaları ve bunların bulgularını göreceğiz. Belki çokça yeni bilgi ortaya çıkacak, doğru bilinen çok şeyler değişecek. Konunun daha çok başındayız ve mevcut bilgilerimiz de bize dijital çağ öncesi dönemdeki sadeliği işaret ediyor. Yani şu anki bilgilere göre muhtemelen ulaşabileceğimiz en zirve nokta yüzlerce yıl önce yaşamış mum ışığında çalışan alimlerin seviyesi olacak. Hayat gerçekten çok garip…

Son söz olarak kitabın yazarı Chris Bailey’e, kitabı Türkçe’ye kazandıran SaltOkur Yayınevi’ne ve çevirmen Gülsenem Özdemir’e en içten duygularımla teşekkür ederim. Bu eser için yaptığım her övgü aynı zamanda tercümana yapılan övgüdür. Çeviri çok iyiydi. Kitap metnindeki açıklamalardan örneklere, dipnotlara kadar hiçbir yerde çeviri metin iğretiliği görmedim. İyi çeviriler için hep söylenen klişe bir söz vardır: “Kitabı orijinal dili Türkçe’ymiş gibi okudum.”

İlgilenen okurlar için, odaklanma becerisi konusunda yazılmış ve Türkçe’ye çevrilmiş diğer iyi kitaplar:
Pürdikkat – Cal Newport, Metropolis; Dijital Minimalizm – Cal Newport, Metropolis; Prokrastineyşın – Timothy A. Pychyl, Metropolis; Dağınık Zihin – Adam Gazzaley, Larry D. Rosen, Metis.


Günümüzde insanların dikkatini dağıtan, odaklanmayı engelleyen o kadar çok ayartıcı ve karartıcı etken var ki; bu önemli konuyu yakalayan ve üzerinde kafa yoran bilim adamları, sosyologlar, psikologların yanı sıra pratikte kendi hayatlarından hareketle çözümler üretmeye çalışan araştırmacılar var. Chris Bailey de bu konuyu gündemine alarak nasıl üretken olunabileceğine dair yüzlerce makale yazıp, konuşmalar yapan bir araştırmacı ve yazar. Ki makaleleri önemli yayın organlarında yayınlandı, yayınlanmaya devam ediyor.
Chris Bailey bir yandan insan odaklı gözlemler yaparken, diğer yandan kendi yaşadığı pratikleri de sizinle paylaşıyor. Bu da kitabın size sağlayacağı katkının gerçekçiliğini arttırıyor. “Sınırlı dikkat kapasitemize, zekice ve bilinçli bir şekilde yatırım yaparsak, derinlemesine odaklanabilir ve daha net düşünebiliriz.”(s.11). Bilinçli bir şekilde yapacağınız işlere ve hedeflerinize odaklanmanın, dikkatinizi dağıtan birçok nedenin olduğu günümüz dünyasında ne kadar önemli olduğunun farkında olmanızı, bunun hayatınızı nasıl değiştireceğini, “Kusursuz Dikkat” le üretkenliğinizi nasıl verimli hale getirebileceğinizin ipuçlarını ortaya koyuyor.
Kitabın birinci bölümünde yazar, konuya “Kusursuz Dikkat” başlığıyla giriş yapıyor. İşlerinizdeki üretkenliğin başlangıç noktası, dikkatinizi bilinçli bir şekilde ve amacına uygun kullanma yolları ve sonuç elde etme temelinde ciddi bilgiler edinebiliyorsunuz.
İkinci bölümde “Serbest Dikkat” başlığıyla zihnin serbest gezinmesinin ve dikkatin içe doğru yönlendirilmesinin önemi ortaya konmakta. Burada sorun çözmenin, daha yaratıcı düşünmenin ve yeni fikirler için beyin fırtınası yapmanın ve tazelenmiş bir enerjiyle sonuca ulaşmanın adımlarına değiniliyor. “Kusursuz dikkat beyninizin en üretken çalışma durumu iken, serbest dikkat en yaratıcı olanıdır.”(s.136).
İşlerin karmaşıklaştığı, dikkatinizi olabildiğince toplamanızı engelleyici bir dünyada deneyimlerini derli toplu ve sistematik bir şekilde “Kusursuz Dikkat” adlı kitabında sunmuş Chris Bailey. Bu farkındalığı yakalamak için “Kusursuz Dikkat”i öneriyorum.


disiplin için önemli bir kitap


masa üstünde, not alarak okunacak bir kitap.


çok değerli bilgiler barındıram çok titiz bir çalışılmış bir kitap. dili çok akıcı ve sürükleyici. okurken keyifli

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*