Sıra sende… Serpil…Teninin içindeki canı aramanın, canın içindeki minicik tohuma ulaşmanın derin sancısıyla, ten içindeki canı arayanlara, canın içindeki tohuma “Sıra sende… Serpil…” diye fısıldamak isteyenlere cesaret verebilmek umudu ve inancıyla yazılmıştır.Öğretme çabası güden bir kitap değil elinizdeki. Kendi bedenine, kendi duygularına kulak vererek, kendi aklını kullanarak, kendi kalbinden güç alarak, her bireyin biricik olduğunun bilinciyle, kendi biricik yaşam yolculuğundan öğrenmenin hazzına vararak, yaşamın anlamını sorgulamaya ve anlamlandırmaya, doyumlu bir hayat sürmeye davet eden, bireye ancak kendi isterse aydınlık bir yola çıkabileceğini çünkü bu yolun başındaki kapının kilidini açacak anahtarın kendi içinde saklı olduğunu hatırlatmak isteyen bir kitap bu.Kıymetli hocamız, güzel insan Doğan Cüceloğlu’nun dediği gibi “Madem insan doğdum, olabileceğim en iyi insan olmalıyım.” diyenlere, içindeki canı arayanlara sesleniyorum bu kitapla: “Sıra sende… Serpil…”Ve artık söz sende… Haydi, şimdi, hemen, her neredeysen oradan başla, içindeki canı bul, tohuma ulaş ve ona de ki:Sıra sende… Serpil…"Kuş olmak güzel şeyhatta bulut olmak,ama ben memnunum insan olmaktan."Nazım Hikmet
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Madem insan doğdum, olabileceğim en iyi insan olmalıyım felsefesiyle yazılmış bir kitap.