Oryantalizm, Avrupalılar'ın doğuya hakim olmak, doğuyu yeniden kurmak ve doğunun amiri olmak için geliştirdikleri bütün silahların adıdır! Yani oryantalizm, hıristiyan Batı'nın, müslüman doğuyu siyasi, sosyolojik, askeri ideolojik, bilimsel ve estetik bakımdan yönetmesi demektir. Avrupalılar'a göre, vahşi doğunun fethe ihtiyacı vardır. Dolayısıyla doğuya yapılacak seferler saldırı niteliği taşımaz. Çünkü amaç onları kurtarmaktır. Aslında çoğu oryantaliste göre, doğu batı ile eşit olmadığı gibi, doğulu insan da batılı insanla eşit değildir. Yani doğulu, üstün ırka mensup olmadığı için yönetilmelidir. Bir oryantaliste göre, batılı vatanını savunursa kahraman, ama bu işi bir doğulu yaparsa, İslami taassupla hareket eden dar ufuklu bir kültür düşmanıdır.
Ülkemizdeki misyoner faaliyetlerini gayet güzel bir şekilde anlatmaktadır. Fransız, Amerikan, Rus, İtalyan ve diğer ülkelerin misyonerlik faaliyetleri ile Osmanlıyı nasıl bölmeye çalıştıkları gözler önüne serilmektedir. Osmanlı topraklarında misyonerlerin sayıları binleri aşan okul, mabed ve hastaneleri hakkında, bu konuda araştırma yapacak olanlara güzel bir kaynak teşkil edecek bir kitaptır. İlgiyle okunabilecek ve günümüzde bu coğrafyada meydana gelen olayları anlamaya yardımcı olabilecek bir kitaptır.
Misyonerliğin dini bir örgütlenme olmaktan çok siyasi bir örgütlenme olduğunu, dini yaymanın sadece siyasi amaçlar için bir perde olduğunun anlaşıldığı kitap önemli bir eser. Varlığının büyük kısmını emperyalizmin ileri karakolluğunu ve beşinci kolluğu yaparak sürdüren misyonerliğin anlaşılması ve mücadele edilmesi için tanınması lazımdır. Bu kponuyu tarihsel perspektiften inceleyen güzel bir çalışma.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Ülkemizdeki misyoner faaliyetlerini gayet güzel bir şekilde anlatmaktadır. Fransız, Amerikan, Rus, İtalyan ve diğer ülkelerin misyonerlik faaliyetleri ile Osmanlıyı nasıl bölmeye çalıştıkları gözler önüne serilmektedir. Osmanlı topraklarında misyonerlerin sayıları binleri aşan okul, mabed ve hastaneleri hakkında, bu konuda araştırma yapacak olanlara güzel bir kaynak teşkil edecek bir kitaptır. İlgiyle okunabilecek ve günümüzde bu coğrafyada meydana gelen olayları anlamaya yardımcı olabilecek bir kitaptır.
Misyonerliğin dini bir örgütlenme olmaktan çok siyasi bir örgütlenme olduğunu, dini yaymanın sadece siyasi amaçlar için bir perde olduğunun anlaşıldığı kitap önemli bir eser. Varlığının büyük kısmını emperyalizmin ileri karakolluğunu ve beşinci kolluğu yaparak sürdüren misyonerliğin anlaşılması ve mücadele edilmesi için tanınması lazımdır. Bu kponuyu tarihsel perspektiften inceleyen güzel bir çalışma.