“Otuzlu yaşların ortalarındaki kadın, oturduğu berjer koltukta dizlerinin üzerinde duran bilgisayarının ekranında açılmış belgeye yazdıklarını o gün son bir kere daha okudu. Yazdıklarının ne kadar da vahşet dolu olduğunu görmek ziyadesiyle üzmüştü onu. Aslında yazılanlar değil de yaşananlar vahşetti, zulümdü, soykırımdı! ‘Ya bunları yaşayanlar ne hissetmişti’ sorusu dilinin ucuna gelse de söyleyemedi. Okuyanlar olur da insanlar öğrenirler ve bir daha unutmazlar diye geçirdi içinden. Sayfanın en sonuna bir cümle daha yazdı ve kaydederek dosyayı kapattı. ‘Keşke bu sayfalara aktardıklarım hiç yaşanmasaydı ve Meriç’in suları kanamasaydı! Ben de bunları hem yazmasaydım hem de her satırında ağlamasaydım…’ Gerçek olaylardan etkilenerek bir anda gelen ilhamla kaleme alınan bu romanı okurken siz de aslında yapılanların planlı bir şekilde gerçekleştirildiğini göreceksiniz. Belki de 1913’ün ilkbaharında Meriç kenarında açan gelincikler kırmızı renklerini; Rum çeteleri, Ermeni komitacıları ve Bulgar askerlerinin hep birlikte Edeköy’de kadın, çocuk, yaşlı demeden yaptıkları soykırım yüzünden hayatlarını kaybeden Türklerin kanından almışlardır!
Yazarın bütün kitaplarını okudum. Özellikle son yazdığı kitaplarda tarihi olayları roman şeklinde gençlere anlatmayı kendisine görev edinmiş bir yazar. Çalın Davulları adli eserinde İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalini, Yüreğimi Yaktıkları Sene 1915 adlı eserinde Ermenilerin Türklere yaptığı mezalimi anlatan eserlerdir. Okumayanların okumalarını tavsiye ederim.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Yazarın bütün kitaplarını okudum. Özellikle son yazdığı kitaplarda tarihi olayları roman şeklinde gençlere anlatmayı kendisine görev edinmiş bir yazar. Çalın Davulları adli eserinde İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalini, Yüreğimi Yaktıkları Sene 1915 adlı eserinde Ermenilerin Türklere yaptığı mezalimi anlatan eserlerdir. Okumayanların okumalarını tavsiye ederim.