Lübnanlı Zehra, kendi ülkesinin sinir sisteminin bir parçası haline gelecek savaştan önce bile, bir ‘kuşku, dert ve sihir kuyu’sunda yaşıyordu. Baştan çıkmanın, kürtajın ve elektrik şoku tedavisinin acısını çekiyordu. Amcasını ziyaret etmek üzere Afrika’ya gittiğinde kötü bir evlilik yaptı. Müslüman kocalar evlenecekleri genç kızın bakire olmasını istiyorlardı, oysa o bakire değildi. Olağanüstü bir roman… Etkileyici, çarpıcı… Bir keskin nişancıyla cinsel ilişkiye girerek, Beyrut’taki şiddeti durdurmaya kalkışan Lübnanlı genç bir kadının akıllardan kolay kolay çıkmayan hikayesi, hepimizi büyüleyen bir dünyayı örten siyah perdeyi aralıyor.Sunday TelegraphBu zengin hikaye cinselliği açık yüreklilikle aktarmasıyla ve savaşın parçaladığı Beyrut’tan sahnelerle insanı afallatıyor.Publishers Weekly