İngiliz yazar Adele Geras (1944), efsanevi Troya Savaşı sırasında geçen dokunaklı bir aşk öyküsü anlatıyor. Troya'nın kraliyet saraylarında hizmetkar olan Troyalı iki kız kardeşin, tanrıları görüp onlarla konuşabilen tuhaf, sessiz Marpessa ile güçlü Ksanthe'nin öyküsü bu.Tanrıça Aphrodite'nin uzayıp giden savaştan sıkılması, iki kardeş arasındaki güçlü bağı koparacaktır: Tanrıça ikisinin de aynı erkeğe, genç savaşçı Alastor'a, âşık olmalarının eğlenceli olacağını düşünmüştür. Marpessa ve Ksanthe için artık her şey aşktan ibarettir -ama ödünç bir zamanda yaşamaktadırlar. İki kardeşin serüveni, Hektor, Andromakhe, Helena ve Paris gibi söylence kişilerinin ve öteki tanrıların da işe karışmasıyla gerçeklik sınırlarından çıkıp efsane boyutu kazanır...
Kraliyet sarayında hizmetçi iki kız kardeşin öyküsüdür anlatılan.Biraz tuhaf iki kız kardeş; çünkü tanrıları görüp onlarla konuşabilmektedirler.Aslında aşkları/ ruhsal çatışmaları Hektor’un ölümü, Paris-Helen aşkı yanında sönük kalmış ve tarihe yeterince kayıt düşememişlerdir.Troya önünde çocuklarının yüzünü göremeden ölen Yunanlılar karşısında yurtlarını savunan Troyalılar sevdiklerinin yanında öldüler.Kahramanca..Savaş kaçınılmazdı, ölerek kendilerine, yurtlarına,insanlk tarihine onur kazandırdılar.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Kraliyet sarayında hizmetçi iki kız kardeşin öyküsüdür anlatılan.Biraz tuhaf iki kız kardeş; çünkü tanrıları görüp onlarla konuşabilmektedirler.Aslında aşkları/ ruhsal çatışmaları Hektor’un ölümü, Paris-Helen aşkı yanında sönük kalmış ve tarihe yeterince kayıt düşememişlerdir.Troya önünde çocuklarının yüzünü göremeden ölen Yunanlılar karşısında yurtlarını savunan Troyalılar sevdiklerinin yanında öldüler.Kahramanca..Savaş kaçınılmazdı, ölerek kendilerine, yurtlarına,insanlk tarihine onur kazandırdılar.