Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Sapak (1983-1992)

Kategori: Siyaset Yazar: Gün Zileli Yayınevi: Iletişim Yayınları

Sapak (1983-1992)

  • Yayın Tarihi: 03.02.2003
  • ISBN: 9789750501104
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 295
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 13.5 x 19.5 cm
Tanıtım Bülteni
"Farklı farklı yollara ve patikalara açılan sapaklardan yoksun bir yolda yürümenin, sol hareket içinde bulunduğum kırk yıl boyunca bizlere öğretilen 'sakınılması gereken' sapma'nın en beteri olduğunu anlamam iin çok uzun yıllar geçmesi gerekti. Farklı alternatifleri deneyerek, bir başka yola saparak arayışınızı sürdürebilirsiniz. Ama sapaklardan yoksun bi yolun sizi yanlış bir yere götürdüğünü anladığınız zaman çok geçtir artık. Başlangıç noktasına bile dönemeyecek kadar uzun bir yol kat etmişsinizdir çünkü."Gün ZİLELİSapak; Yarılma ve Havariler'den sonra, Gün Zileli'nin anılarının üçüncü ve son cildini oluşturuyor. Aynı soğukkanlı, hayata ve kendisine mesafeli üslubuyla bu kez de Aydınlık hareketindeki bölünme ekseninde 80'ler sonrasında solun dünyasına ait çok değerli gözlemlerle dolu benzersiz bir anı/tarihle diziyi tamamlıyor.
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Sapak (1983-1992) PDF 12.24 MB İndir
Sapak (1983-1992) EPUB 13.68 MB İndir
Sapak (1983-1992) MOBI 10.80 MB İndir
Sapak (1983-1992) ODF 11.52 MB İndir
Sapak (1983-1992) DJVU 14.40 MB İndir
Sapak (1983-1992) RAR 9.36 MB İndir
Sapak (1983-1992) ZIP 8.64 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Benzer Kitaplar




Kitap Yorumları - (3 Yorum)


Diğer iki kitaba göre biraz sert buldum bu kitabı. Diğerleri daha nesneldi, bunda yazar kişisel görüşlerine çok yer vermiş belki ondan. Kişiler hakkındaki kişisel görüşlerin bu tür yayınlarda bildirilmesi çok hoşuma gitmiyor.Bu üç kitabı birbiriden ayırmak zor ama benim en az tat aldığım üçüncüsü oldu. Gün Zileli’nin uçlarda yaşayan bir insa olduğuna biraz daha inandım. Uç fikirler de lazım aslında-ortayı bulmak için. Ama yine de bana mantıklı bir insanın aşırı ve gerçekleşemeyecek fikirlere sahip olması garip geliyor. Bütün bunların dışında bir Kemalizmdir gidiyor. Nedir bu Kemalizm ya? Ben Atatürk’ü bilirim, onun yaptıklarını bilirim, düşmanı şöyle yendi, ülkeyi şöyle…ülke yaptı, ümmetten millet çıkardı, Türk milletinin saygı duyulan bir millet olmaya devam etmesini sağladı. Bunlardan hiç biri de bana kötü bir şeymiş gelmiyor. Ama birilerinin Kemalizm diye, başka birilerini eleştirmek için belki istemeden Atatürk’ü ve onun yaptıklarını karaladığını görüyorum. izmlerden kimseye ve hiç bir millete fayda gelmez, Atatürk ne yeni bir din yarattı ne de yeni bir yönetim şekli. Bunu anlamayacak kadar öfke dolu insanları da ben anlayamıyorum…Kemalizmciler de buna dahil. Atatürkçülük başka kemalistlik başka şey anlaşılan. Zaten adı bile berbat-kemalizm.Hastalık gibi.


bence serinin en iyi kitabı. zaten diğerlerini okuyanlar bunu da okuyacaklardır.


Gün Zileli’nin Yarılma ile başlayıp Havariler’le devam eden anıları üçüncü cilt Sapak’la son buluyor. İlk iki kitabı okuyanların kesinlikle atlamayacağını tahmin ettiğim Sapak, belki de ‘sapma’ konusunda Zileli’ye tam katılamadığım için bana aynı tadı vermedi. Aslında Sapak’ın ne üslup olarak ne de kurgu düzenlemesi açısından ilk iki kitaptan belirgin bir farkı yok. 1983’ten 1992’ye kadarki serüvenin aktarıldığı Sapak, devrimci hareketin en azından propaganda düzeyinde yenik düştüğü, psikolojik olarak çöktüğü ve bir yanda statükoculuğun, diğer yanda çürümenin baskın çıktığı bir dönemi anlatıyor olması itibarıyla da heyecanlı yılların hikaye edildiği ilk kitaplar kadar heves uyandırıcı olamıyor. Bu yazarın kusuru değil elbet. Hoş, kendimce yazarın kusuru olarak gördüğüm şeyler yok değil ama bunlar kitapla değil kitapta anlatılan tavırlarla ilgili ‘kusurlar’ ve son derece öznel kalacağını düşündüğümden bir iki örnek durumla yetineyim: Kendi ifadeleri doğrultusunda en azından Sosyalist Birlik çevresiyle yaşadığı ayrılık konusunda ve telefon tacizi olayında hiç de haklı görünmediğini söyleyebilirim mesela. 80’li yılların büyük kısmını kaçak olarak geçiren Zileli bu dönemde gerek Aydınlık çevresinden gerek diğer çevrelerden insanlarla ilişkileri paralelinde dönemin politik iklimine dair hatırlatmalar yapıyor. 80’li yılların ikinci yarısına ait bu anılarda sonraki kuşakların daha kolay tanıyacağı birçok isim de yer alıyor. Tahmin edilebileceği gibi bu isimlerin geçtiği anıların tamamı sevimli anılar değil. Kitabın önemli bir eksiği 90 sonrası mültecilik yıllarına dair bir şey söylemeden bitiyor olması. İlk iki kitabın hacimleriyle karşılaştırıldığında ‘daha yer varmış’ dedirtecek kadar ince bir kitap halbuki Sapak. Avrupa’da yaşananların da devrimci hareketin son yirmi yılın da önemli etkileri olduğu düşünülürse bu eksiklik daha bir anlamsızlık kazanıyor. İkinci önemli eksiklik anarşist harekette yaşananlara pek değinmemesi. Tamam, anarşizme nasıl yöneldiği ve neden anarşizmde karar kıldığını gayet güzel anlatıyor ama anarşist hareketten de tıpkı sosyalist hareketten olduğu gibi birçok ‘magazinel’ hikayenin çıkacağı kimse için sır değil. Devrimci hareketin tarihine bir parça daha ışık tutan üçleme için Gün Zileli’ye teşekkür edip bu tarihin anı kitaplarının dışında bir tarih çalışması olarak ne zaman karşımıza çıkabileceğini merak etmeye devam edelim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*