Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Üzümün Kardeşliği

Kategori: Edebiyat Yazar: John Fante Yayınevi: Parantez Yayınları

Üzümün Kardeşliği

  • çevirmen: Avi Pardo
  • Yayın Tarihi: 09.03.2017
  • ISBN: 9789758441778
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 160
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 13.5 x 19.5 cm
Tanıtım Bülteni
Charles Bukowski gençlik yıllarında kütüphanede tesadüfen kitaplarını keşfettiği Fante’yi hiç unutmamış. Tanınmış bir yazar olunca, Fante’yi keşfinden 39 yıl sonra, 80’li yıllarda, kitaplarını basan yayınevine önermiş. Fante hayattayken kitaplarının yeniden basıldığını görmüş.Charles Bukowski, “Fante benim tanrı’mdı” diyor. John Fante gerçekten de iyi bir yazar. Kendi yaşamından yola çıkarak yazıyor eserlerini. Üzümün’ün Kardeşliği’ni okuduğunuzda gerçekçi anlatımı sizleri de etkileyecek ve Bukowski’ye hak vereceksiniz.“Sekiz-dokuzu arka taraftaki yeşil çuha örtülü masada toplanmıştı. Yukardan sarkıtılmış lamba iskambil oynayan beş kişiyi aydınlatıyordu. Diğerleri masanın çevresinde dikilmiş, birbirlerine lâf çakıyorlardı. Seyredenlerden biri de babamdı. Huysuz, mendebur, buruk bir sigorta emeklileri grubu; gergin, hırlayıp duran kötü niyetli ihtiyar hergeleler; buruktular ama acımasız zekalarının, bozuk ağızlarının ve paylaştıkları dostluğun tadını çıkarıyorlardı. Filozof yoktu orda, hayatın deneyiminin derinliğinden konuşan yaşlı bilgeler yoktu. Zamanın tükenmesini beklerken vakit öldüren sıradan yaşlı insanlar sadece. Babam da onlardan biriydi. Şok etkisi yaptı bende bunu hissetmek. Kendi türlerinin arasında görünceye kadar öyle algılamamıştım onu. Etrafındakilerden de yaşlı göründü gözüme birden.”
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Üzümün Kardeşliği PDF 6.64 MB İndir
Üzümün Kardeşliği EPUB 7.42 MB İndir
Üzümün Kardeşliği MOBI 5.86 MB İndir
Üzümün Kardeşliği ODF 6.25 MB İndir
Üzümün Kardeşliği DJVU 7.81 MB İndir
Üzümün Kardeşliği RAR 5.08 MB İndir
Üzümün Kardeşliği ZIP 4.69 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Benzer Kitaplar




Kitap Yorumları - (5 Yorum)


“Üzümün kardeşliği! Her kasabada görürsünüz onları;
kıraathanelerin önünde aylak aylak oturup önlerinden geçen
her eteğin arkasından iç geçiren yaşlı hergeleler.” (s. 5)
Aile, karakterler aynı. Fante’nin bu seferki mevzusu baba-oğul ilişkileri. Bir yandan Dostoyevski’yle konuşmalar, mesela “Kim babasını öldürmek istemez ki?” sözünün tam olarak karşılığı olmasa da bir benzeri bu hikâyede mevcut.
Kardeş Mario’dan gelen telefonla babasının annesini aldattığını öğrenen adamımız Henry, Mario’nun hemen gelmesini istemesiyle birlikte babasıyla olan ilişkisini düşünür. Eşi Joyce’tan babasının Joyce’a sarktığını öğrenir. Baba yeri geldiğinde bütün mahalleyi ayağa kaldıran, bazen barış ilan edilmiş gibi tek bir ses bile çıkarmayan bir adam, sızdığı zamanlarda. Kendisi gibi yaşlı arkadaşlarıyla takılan bir duvar ustası. Yaşlandıkça huysuzlaşmış, diğerleri de öyle olduğu için birbirlerinden ayrılmaz olmuşlar. Eve döneceğini biliyor Henry, bütün o çocukluk sıkıntılarının onca yıldan sonra tekrar ortaya çıkacağını biliyor. Gitmek istemese de mecbur. 50 yaşında bir adam, babasının yaptıklarından dolayı hiçbir zaman mutlu olmamış ama babasına dönmek zorunda.
Baba, çocuklarını da duvarcı ustası olarak yetiştirmek istemiş ama Henry kasabadan kaçmış, Virgil bankacı olmuş ama kariyerine babasının sekte vurduğunu söyleyerek sürekli şikayet ediyor, kasabada anneyle babanın kavgaları dillere destan çünkü. Mario duvarcılığı deniyor bir tek, işi sevmeyip futbolcu olmaya karar veriyor. Üniversite bursu kazanıyor bununla ama gidemiyor, babası istemiyor çünkü. Bütün aile seferber oluyor, bari aileden büyük bir adam çıksın. Yok. Babanın değişmez fikirleri yönetiyor aileyi yıllar boyunca. Yetmişlerinde bir adam artık, hâlâ yaramazlık yapıyor ama İtalyan aile yapısı; saygı duyuluyor adama, ne yaparsa yapsın.
“Ben iyiydim. Bir şey yakalamıştım. San Elmo ve televizyon dışındaki hayata dair yeni bir his; heyecan verici, şaşırtıcı, adrenalin pompalayıcı. Neredeydim ben bunca yıldır? El arabası, harç? Kim engellemişti beynimin gelişmesini? Kitapları benden uzak tutan, onlardan nefret eden kimdi? Babam. Onun cehaleti, onunla aynı çatı altında yaşamanın çılgınlığı: tehditleri, tutkuları, zorbalığı, kumarı. Beş parasız Noel’ler. Mezuniyet için bir takım elbise. Borç, borç, borç. Birbirimizle konuşmuyorduk. Bir gün demiryolunu geçerken karşılaştık. Beni birkaç adım geçtikten sonra durdu ve gülmeye başladı. Döndüm. Beni işaret edip kahkahayla güldü. Kitap okuyormuş gibi yaptı ve güldü. Dalga geçmiyordu. Öfkesini, hayalkırıklığını, tiksintisini ifade ediyordu.” (s. 59)
Adamın hayatı zor; 1900’lerin başlarında ailesini beslemek için delicesine çalışmış, para kazanabilmek için gecesini gündüzünü ayırmamış ama herkesin hayatının kendisi gibi olacağını, kendi bildiği işi çocuklarının da yapması gerektiğini, yoksa aç kalacaklarını düşünmüş her zaman. Kuşaktan kuşağa geçen bir kölelik. Başka tür bir hayatı düşünemiyor, hayalini bile kuramıyor. Henry yazar olup hayatını kazanmaya başladığı zaman bile aşağılamış onu, belki de duvar inşaatı için 50 yaşındaki oğlunu zorla götürmesi de bu yüzden. Bir zanaat öğrensin diye.
Henry isyan etse de babasının sözlerinden çıkamıyor, çünkü baktığı zaman onca mücadeleden kurtulmuş, kendisini büyütmüş adam var karşısında. Ayyaş, eyyamcı, sadıklıktan zerre nasibini almamış… ve baba. Belki öldürmek isteriz, belki bir daha hiç görmemek isteriz ama o orada işte. Peşinden gidiyor Henry, Dostoyevski nefretini hafiflettiği için minnettar.
Bir motel için bir şey yapacaklardı ama unuttum, fırın benzeri bir yapı. Babanın arkadaşları da orada, Henry’ye yükleniyorlar bir yandan. Yaşlı bir adama nasıl davranılması gerektiğini bilmiyormuş. Babası da arada sırada işi bilmediğini falan söylüyor. Tam cinnetlik bir ortam, Fante’nin üslubuyla okuyunca oldukça komik.
Yapı bitiyor ama parayı ödemiyor motel sahipleri, zaten şiddetli bir yağmur yağdığı sırada, herkesin önünde tuğlalar büyük bir gürültüyle yıkılıyor. Babanın ölmesi demek bu, bir dönemin sonu. Molise ailesinin esas adamının vedası, onca yıldan sonra yaptığı bir şeyin ilk kez yıkılmasıyla gerçekleşiyor. Baba bir süre sonra ölüyor ama Dostoyevski bırakmıyor Henry’yi, hep yanında olacak.
Aile draması ama değil, komik bir yanı da var. Fante’den on numara bir yarı otobiyografik metin.


John Fante mutlaka okunması gereken bir yazar.


John Fante çok farklı bir yazar. Bukowskinin hayran olduğu yazarı okuyup tanımak gerekir.


toza sor’dan daha çok sevdiğim bir kitap oldu, tavsiye ederim.


Fante okutturuyor kendini. Kitabın kapağı gibi okurken hep bir hüzün hep bir siyahlık hissediyorsunuz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*