Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Adı Yağmur

Kategori: Edebiyat Yazar: Leyla Çapan Yayınevi: Kırmızı Kedi Yayınevi

Adı Yağmur

Tanıtım Bülteni
Leylâ Çapan, ilk kitabı Adı Yağmur’da klasik kurguyu zorlayan ve düzayak yazılmamış öykülere imza atıyor. Otobiyografik malzemelerin çekiciliğiyle çeşitli pencereler açarken kimi zaman da anlamı en derin katmanlara gizliyor.Adı Yağmur kelimelerin farklı ritimlerde dans ettiği bir çiçek dürbünü.
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Adı Yağmur PDF 6.23 MB İndir
Adı Yağmur EPUB 6.96 MB İndir
Adı Yağmur MOBI 5.49 MB İndir
Adı Yağmur ODF 5.86 MB İndir
Adı Yağmur DJVU 7.32 MB İndir
Adı Yağmur RAR 4.76 MB İndir
Adı Yağmur ZIP 4.39 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Benzer Kitaplar




Kitap Yorumları - (1 Yorum)


Beklentim yüksekti, en başta Cevat Çapan’ın kızı. Kültürel dünyaya 10-0 önde başlamak demektir bu. Sonrasında -ayıp olmasın- elli yıllık bir yaşam tecrübesi, okunan onca metin derken, sanırım çıtayı biraz fazla yükselttim. Çapan’ın öykülerinde o güzel biriciklik elbette var ama atölye kokan öyküler çoğunlukta. Bir üslup veya konu etrafına örülmüş anlatı kendini hemen fark ettiriyor, ne yazık ki daha iyisine ulaşmak için yazılmış öyküler Çapan’ın kendi sesini, öykü dünyası için yenilik taşıyan sesini duyurduğu öyküleri bastırmış. Biyografisine bakıyorum, 2016’da “Birlikte Yazma Atölyesi”ni oluşturduğu yazıyor. Atölyeler hakkında iyi veya kötü bir şey diyemeyeceğim, sadece tek tip yazar fabrikası olmamalarını umuyorum. Ishiguro’nun bahsettiği belki de budur; yazmak isteyenlere kendi yaşamlarından başlamaları gerektiğinin söylenmesi doğru bir şey değil, sadece otobiyografiye benzer anlatıların üretilmesi kişinin kurmaca potansiyeline ket vuran bir olay. Çapan’ın bazı öykülerinde Leyla karakterinin yer alması iyi, kurmacayı baltalamıyor kesinlikle, asıl baltalayan şey öykülerdeki aynı ton. On beş öyküden beşi gerçekten çok iyi, diğerleri için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Kötü demeye de dilim varmıyor, ortalama olduklarını söyleyebilirim.
Dokunma:Bir el sıkışma üzerinden nesiller öncesinden gelen kan bağının ortaya çıkışı üzerinedir. Onat Kutlar’ın Gündemdeki Sanatçı’sına Cevat Çapan’ın babasının ilginç, çok ilginç yaşamından bahsedilir. Anadolu’dan yola çıkıp Küba’ya ulaşan, oradan tekrar Anadolu’ya dönen bir çemberde yaşamıştır kendisi. Onunla ilgili bir öykü bu, ilk yolculuğuna çıkarken ardında bir kız bıraktığını bilmiyor, öğrendiği zaman çember tamamlanıyor ve dönüyor, kendinden yıllarca uzakta olan kandaşına. Yolculuk, geçmişte kalan bir kızla noktalanıyor, bir de kızın arılarla olan mücadelesiyle. Bu, çok çok iyi bir öykü.
Son Tatil: Tatillerde dönülen memlekette bırakılanların ve dönüşlerin öznesinin yıllar içinde geçirdiği değişimlerle ilgilidir. Fragmanların biçimlediği anlatıda mekânın ve insanın değişimi yavaştır, iyi gözlenir, Çapan sözcüklerini iyi seçer. Anne ve babayla geçirilen son tatilin geçmişin tesellisi olduğu söylenebilir, anlatıcı tek başına yüzerken öykü sonlanır. Yalnız başına yüzmek bir imge, herkesin yalnız olduğunu ve yalnız yaşadığını imliyor. Yalnız öleceğini. İkinci iyi öykü de bu.
Atkı-Çözgü: Üçüncüsü. Kasıtlı olarak aşılmayan mesafenin ve derinleşememenin öyküsüdür. Buluşulur, gezilir, kitaplar verilir, alınır, atkılar ve çözgüler arada bir yerde kalır. Adam acı bir su olduğunu söyler, Leylâ’yı üzmek istemediğini anlatır. Çoktandır görüşmedikleri bilgisiyle öykü sonlanır. Buluştukları mekânlar anıları taşımayı sürdürür, bir şey hissettirmeyene kadar. Böyle bir şey mümkündür, aradaki şey eskidikçe kendisine bağlı olan her şeyi eskitir, anımsamayı ketler. Bir çiçeğin kokusu bir zamanlar çok şeydir, bir zaman hiçbir şey. Bazen bir kokuyu duyumsadığım zaman bir şeyleri anımsamam gerektiğini sezinliyorum ama ne olduğunu bilmiyorum, silinmiş bir iz.
Bir Yaz Gecesi Kâbusu oyuncul bir öyküdür, sözcüklerin çağrışımlarının sınırsızlığı kendini gösterir. Şarkılardan yaşantılara, metinlerden sokaklara her şey birbirini çağırır. Kâbus, sanırım bu.
Geri kalan öykülerde belirli anlatım tekniklerinin tekrar kullanımlarıyla oluşturulan öyküler vardır. Örneğin iki karakterin diyaloğu ve ardından iç sesleriyle farklı dünyalara sahip olduklarını duyurmaları en bariz olanı. Bindiğimiz taksideki şoförün ruh halini, yaşamını bilemiyoruz ama bilebilseydik neye benzerdi, o. Çapan iyi bir karakter yaratıcısı, hakkını teslim ediyorum ama daha fazla yenilik istiyorum. İç dünyaların keşfi tek başına öykünün derinliğini kuramıyor, başka etkenler lazım, başka gerilimler, yoksa kuru bir durum öyküsüne dönüyor okunan şey.
Çapan’ın başka kitabı çıksa alıp okurum ama sıralamada önlere alamam açıkçası. Neyse, Leylâ Çapan’ı okuyun. Otobiyografik anlatının güzel örneklerinden birini görürsünüz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*