Bu kitapta bilmediğim o kadar çok şeyle tanıştım ki!.. İlkin, İlkin'le... İlkin, hemen herkesin ilk görüşte sevebileceği -ve sevdiği- bir kızdı. Şapkalı, mini etekli, komik ve güzel... Ve de akıllı... Sonra, İlkin için yazdıkları satırların aralarında 'yeni gazeteci kuşağı'yla bir kez daha yüzleştim. İçinde bulundukları sistemle uzlaşmaz ve sisteme muhaliftiler. Buna karşılık içinde yaşadıkları hayata yüreklerinin pençeleriyle sarılmıştılar. Onun için, sistemin İlkin'in başına sardığı bu belaya karşı durdular, sonuçlarına muhalefet ettiler. Onun için hayata sahip çıktılar. Tam 71 gün ölümü değil, hayatı beklediler. Onlar buna 'Ağır Nöbet Günleri' demişler ya, ben 'Kuşatma Günleri' diyorum. İlkin'in çevresine yürekleriyle bir duvar ördüler, kuşattılar İlkin'i azrail adımını atamadı odadan içeri. 'Şapkalı Kız'ı ölüme vermediler. Ve tam 71 gün onunla sessiz bir hayatı paylaştılar. Bizse, dışarıda hayli gürültülü bir hayatın ortağı olduk... Söz gelimi 'Gazi Olayları'na tanıklık ettik. Etmeseydik keşke!.. Gümrük Birliği'ne girdik de ne oldu? Ne işe yaradı CHP-SHP birleşmesi?.. Kısacası sen bir şey kaybetmedin İlkin. Lakin, biz çok şey kazandık sayende. Kuşatma Günleri'nde dayanışmanın ve insan olmanın farkına vardık. Sonra bize de zaten 'kamyon' çarptı. Sen 71 günde uyandın. Ya biz. (Ali Kırca)
hayata bağlanmanın, sevdiklerinden vazgeçmeden yeniden devam etmenin en önemelisi sevginin ve umudun nöbetleri bunlar… yeni bişeyler keşfedip sağlığınıza ve sevdiklerinize şükredeceksiniz sayfaları çevirdikçe…
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
hayata bağlanmanın, sevdiklerinden vazgeçmeden yeniden devam etmenin en önemelisi sevginin ve umudun nöbetleri bunlar… yeni bişeyler keşfedip sağlığınıza ve sevdiklerinize şükredeceksiniz sayfaları çevirdikçe…