Yüksek oranda izlenen evlilik programlarına katılmış olmamın asıl sebebi, halk diliyle koca aramak değil, kendi kalp dilimle O’nun kendisini programdan alıp götürmekti.Evet, sonunda ben O’nu bulmuştum. Ama zaman içinde gördüm ki, ne yazık ki O, kendisini hiç bulamamış, tamamen kaybolmuştu bu büyülü ışıkların altında. Programda tanışıp birliktelik yaşadığım ilişkimdeki bu insanı çok sevip, O’nun için çok mücadele ettim.Hiçbir zaman başka bir kadın olmamıştı. Rakibim ekran olmuştu. Ve ben bununla baş edememiştim. Bu kitapta, evlilik programlarından birinde tanışıp, inişli çıkışlı da olsa bir buçuk yıl devam etmiş, karşılıklı olarak yaşadığım kendi aşkımı anlattım. Okurken lütfen hep beraber düşünelim. Acaba yanlış olan evlilik programları mıydı? Yoksa asıl yanlış olan, bu programlara başvurup katılımcı olan aday ve taliplerin karakterleri doğrultusunda gittikleri yolda hatalı olarak bu programları gösteriyor olmaları mıydı? Kimse kimseye zorla bir şey yaptıramazken, sizce asıl suçlamamız gereken, sonuçta bir ticaret peşinde olup da, bu programları hazırlayıp yapan kişiler midir, yoksa katılımcıların kendileri midir? Evlilik programları belki bir ya da birkaç sebeple kaldırılabilirdi. Ama buna sebep, evlilik programını yapanların hatalı olmaları olmamalıydı. Sizlerden ricam bu satırları okurken yazdıklarıma hazımsızlık ya da kıskançlık gibi kolay bir ad takıp geçiştirmeye çalışmamanız. Lütfen asıl nereye dokunmaya çalıştığımı anlamaya çalışarak, hissederek okumaya çalışın…