Kıbrıs Sorununa çözüm bulma maksadıyla Emperyalist Batı tarafından sürdürülen baskı ve dayatmalara karşı çalışmalarımızı yürütmekteyiz. Bu baskı ve dayatmalar inanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın önce Davos’ta BM Genel Sekreteri Kofi Annan’a; daha sonra da Washington’da Başkan Bush’a tavizler vermesi ile başlayan süreçte Emperyalist Batı’nın tüm güçleri Ulusal Davamızı savunmaya çalışan güçlerle büyük bir çatışma içerisine girmiştir. Bu çatışmada Emperyalist Batı tüm imkanlarını seferber etmiş durumda, milyonlarca Euro Türkiye’de ve KKTCde oluk gibi akıtılmakta ve psikolojik savaş teknikleri kullanılarak Türk ve Rum toplumlarının 5. Annan Planı çerçevesinde anlaşmaları dayatılmaktadır. Önce Lefkoşa, daha sonra da Bürgenstock’ ta devam eden müzakereler, tarafların üzerinde mutabık kaldıkları bir anlaşma metnini ortaya çıkaramamıştır. Neticede Emperyalist Batının hazırladığı ve Annan’ın ismini kullandığı belge ortaya çıkmıştır. Bu belge ile Ada’da asırlardırbüyük destanlar yazan Kıbrıs Türk’ünün yok edilmesi hedeflenmektedir. Plan, Türk Tarafı’nın olmazsa olmazlarını karşılamamaktadır. Üzerinde ısrarla durduğumuz bu anlaşmada sağlanacak deregasyonların AB Birincil Hukuku olması talebimiz yoktur. İki bölgelilik yoktur. Düz bir çizgi halinde olmasını talep ettiğimiz sınır çizgisi yoktur. Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü yoktur. Egemenlik tamamen ortadan kaldırılmış ve Rum’un etkin olacağı Federal Devlete verilmiştir. Binlerce Kıbrıslı Türk yeniden göç etmek zorunda bırakılmakta ve nasıl iskan ve rehabilite edilecekleri ise bilinmemektedir.