O birkaç güzel günde, geçmişi mutlu çocukluk anılarıyla, geleceği o çocukların umutlu yarın hayalleriyle süsleyip, aslında olmak istediğimiz "haller"le sevdik birbirimizi. Dudak dudağa gelmedik hiç. El ele tutuşmadık uzunca bir süre. Sevgiyi özenip bezemek paketleyip, ya beğenilmezse telaşıyla kıvırarak fiyonklarını sunduk birbirimizeHer sabah başucumda bir nota açtım gözlerimi. Kısa cümlelerle yokluğunu savuşturuyordu. Kaçışını, korkuya yordum. Bir düşten apansız uyanmanın hayat kırıklığını yastığımın altına sokuşturup, her seferinde onun yanına koştum. Aşıktım. Ve kocaman şeyler vaat eden kocaman bir hediye paketiydi aşk. Öyle büyülü bir güzelliği vardı ki, fiyonklara asılıp paketi açamadım bir türlü. Onu dinlemedim, anlamaya çalışmadım. Görmek istediğimi görmüyor, duymak istediğimi duyuyordum. Çok aşıktım, çok bencil... Çünkü aşk bencildir !
yazar önsözünde olduğu gibi kitabın kendi içinde de okuyucuya anlatmak istediğini “aşkın ne kadar bencil olduğunu” anlatabiliyor…her ne kadar felsefi ve fazla şiirsel cümlelerle süslüyor olsa bile…bu tür kitaplardan hoşlananlara “şizofren aşka mektup” adlı romanı da önerebilirim…
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
yazar önsözünde olduğu gibi kitabın kendi içinde de okuyucuya anlatmak istediğini “aşkın ne kadar bencil olduğunu” anlatabiliyor…her ne kadar felsefi ve fazla şiirsel cümlelerle süslüyor olsa bile…bu tür kitaplardan hoşlananlara “şizofren aşka mektup” adlı romanı da önerebilirim…