“Bağlantı’yı özledim. İlk ne zaman yerleştirildi, bilmiyorum. Belki bundan elli ya da yüz yıl kadar falan öncedir. Ondan önce, insanlar ellerini ve gözlerini kullanmak zorunda kalıyorlarmış. Bilgisayarlar, bedenlerinin dışındaymış. Bilgisayarlarını ellerine alıp dışarı çıkarıyorlarmış, tıpkı akciğerlerinizi bir çantanın içine koyup da nefes alması için açık havaya çıkarır gibi.” Bulutların yok olduğunu, onların yerini oksijen üreten fabrikaların aldığı bir gelecek. Bulut, artık ticari bir ürün. İnsanlar, beyinlerindeki bilgisayarla eğitiliyor, yönlendiriliyor, kumanda ediliyorlar. Tüm kontrol şirketlerin elinde. Tüm dünya büyük bir alışveriş merkezi. Amerika Ulusal Kitap Ödülü sahibi M. T. Anderson’ın kaleme aldığı bu distopik roman, bir direniş öyküsü mü yoksa bir kabulleniş mi?
Yerimde duramadığımı ya da süper zaman geçirdiğimi söyleyemeyeceğim ama kötü de değildi. “Bağlantı”nın sahip oldukları her şey olduğunu düşünen bir grup genç ile “bağlantı”sıyla sorun yaşayan ve sistemi sorgulamaktan geri durmayan genç bir kızın çevresinde gelişen olaylar anlatılmıştı. Distopik bir kitap olarak beklenen ve makul bir finali vardı, ama bir farklılık yarattığını düşünmüyorum. Söz konusu dünyayı aktarmak için yazarın kullandığı anlatım enterasandı ama doğruydu. Bu konuda çevirmenin de hakkını vermek lazım tabii.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Yerimde duramadığımı ya da süper zaman geçirdiğimi söyleyemeyeceğim ama kötü de değildi. “Bağlantı”nın sahip oldukları her şey olduğunu düşünen bir grup genç ile “bağlantı”sıyla sorun yaşayan ve sistemi sorgulamaktan geri durmayan genç bir kızın çevresinde gelişen olaylar anlatılmıştı. Distopik bir kitap olarak beklenen ve makul bir finali vardı, ama bir farklılık yarattığını düşünmüyorum. Söz konusu dünyayı aktarmak için yazarın kullandığı anlatım enterasandı ama doğruydu. Bu konuda çevirmenin de hakkını vermek lazım tabii.