Eleştirmenlerden tam not alan ve beyazperdeye uyarlanan bu ödüllü romanı okurken bir düğün gününün sadece mutlu değil aynı zamanda hayatınızı değiştirebilecek bir gün olduğunu da fark edeceksiniz... “Blandine Le Callet’nin kurgusu hayranlık uyandırıyor. Okuyucular son sayfasına varana dek bu romanı ellerinden bırakamayacaklar.” Le Figaro“İlk romanı Bana Şans Dile ile büyük bir başarıya imza atan Blandine Le Callet okurlarını hikâyenin içine çekiyor.” Le MondeVincent ve Bérengère bir burjuva düğünüyle evlenmeye karar verirler. Kiliseden, şeref kortejine, düğün pastasına dek her şey muhteşem olacaktır. İşte bu vesileyle güzel bir bahar günü aile üyeleri ve arkadaşları şık kıyafetleri ve lüks arabalarıyla kiliseye gelirler. Fakat kilise töreni esnasında yaşananlar bazı şeylerin aksi gideceğini kanıtlar. Peki ya maskeler düşüp sırlar ortaya döküldüğünde ne olacaktır?Birbirinden renkli karakterleriyle gönlünüzü fethedecek olan Bana Şans Dile komik, dokunaklı, zaman zaman sinir bozucu ama yine de eğlenceli bir hikâye. Kahkahalarınız gözyaşlarınıza karışacak ve böyle bir düğüne şimdiye kadar hiç katılmadım diyeceksiniz...
Kısa olmasına rağmen hiç bitmeyecek sanmıştım bu kitabı… Vincent ile Berengre’nin düğününde biraraya gelen 5-6 kişinin iç sesleri ile ilerliyor kitap. Çok gereksiz aktarılmış papazın ve küçük kızın iç sesleri daha en baştan beni yıldırdı diyebilirim, çünkü bunların kitabın –gelişmeyen- gelişimine hiçbir katkısı yoktu. Kalan 2-3 karakter içinse sayfalar dolusu iç seslerini okuyorsunuz, bunlar nereye varacak diye sonunu bekliyorsunuz ve sadece sonunda konuyu bağlayan ilginç bir cümle okuyorsunuz, yani onca sayfa sadece son cümle için… Kitabın monotonluğunu kıran sadece Vincent ve Berengre’nin penceresinden baktığımız olaylardı ama sadece bu ikisi içinde okunmaya değer mi emin değilim???…
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Kısa olmasına rağmen hiç bitmeyecek sanmıştım bu kitabı… Vincent ile Berengre’nin düğününde biraraya gelen 5-6 kişinin iç sesleri ile ilerliyor kitap. Çok gereksiz aktarılmış papazın ve küçük kızın iç sesleri daha en baştan beni yıldırdı diyebilirim, çünkü bunların kitabın –gelişmeyen- gelişimine hiçbir katkısı yoktu. Kalan 2-3 karakter içinse sayfalar dolusu iç seslerini okuyorsunuz, bunlar nereye varacak diye sonunu bekliyorsunuz ve sadece sonunda konuyu bağlayan ilginç bir cümle okuyorsunuz, yani onca sayfa sadece son cümle için… Kitabın monotonluğunu kıran sadece Vincent ve Berengre’nin penceresinden baktığımız olaylardı ama sadece bu ikisi içinde okunmaya değer mi emin değilim???…