Daha dün gibi hatırlıyorum bu küçümen kitabı nereden aldığımı. Montparnasse garından trene binip Marsilya’ya gidiyordum. Büyülendim. Kısa bir sürede bitince, tüm iyi romanlarda sizi çarpan his, geldi çöktü üstüme: “Niye bitti ki?” Hakikaten, niye bitmişti ki? Ben, Echenoz’un yeni Fransız romanının en büyük üstatlarından biri olduğunu bu romanla anladım. Arkasından Ben Gidiyorum’u okudum. Aynı minvalde bir hikâyeydi. O da şahaneydi. İşin tuhaf tarafı, bu küçümen Bir Yıl da, Goncourt ödülü alan Ben Gidiyorum da, aslında, amaçsız, plansız, nedensiz bir kaçışın hikâyesi. Kahraman niye kendini yollara vurur, niye oradan oraya salınır, başına niye tüm bu anlamsız şeyler gelir, dünyaya niye böyle bakar ve daha da önemlisi, nasıl böyle büyük bir kayıtsızlıkla, büyük bir şefkatle bakar, sorup durdum kendime… Çözemedim. Çözdüğüm tek şey, bu romanların büyük bir okuma keyfi barındırdığı. Bu tecrübenin kaçırılacak bir tecrübe olmadığını düşünüyorum. Hakikisini yapamayacağımıza, yani anahtarlarımızı kapının yanındaki masaya bırakıp, kapıyı açıp, çıkıp, merdivenlerden inip, öylesine, nedensiz, kaderimizin bizi götürdüğü yere gidemeyeceğimize göre… En iyisi, okumak.
Her zaman “gitmek” isteriz ya, kitabın ilk sayfalarında bunun ne kadar basit olduğunu okuyorsunuz , haritayı eline alıp rastgele bir tren seçerek, cepte biraz parayla… Sayfalar ilerledikçe aslında bunun gitmek değil de “kaçmak,” hatta “kaybolmak” olduğunu anlıyorsunuz.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Bu kadar kısa olup da böylesine etkili bir hikayesi olan kitaplar nadirdir. Bir yıl, o kitaplardan birisi bana göre… Kesinlikle tavsiye ederim…
Güzeldi, yaxsrın diğer kitaplarını da okuyacağım
Her zaman “gitmek” isteriz ya, kitabın ilk sayfalarında bunun ne kadar basit olduğunu okuyorsunuz , haritayı eline alıp rastgele bir tren seçerek, cepte biraz parayla… Sayfalar ilerledikçe aslında bunun gitmek değil de “kaçmak,” hatta “kaybolmak” olduğunu anlıyorsunuz.
Küçük ama dopdolu. Kaçış romanı. Sonu da sürpriz oldu.
Sürpriz sonuyla beklentilerimin çok üzerine çıktı.