Stefan Zweig, bu kez gündelik yaşamın içinde yatan gizil bilgeliği keşfe çağırıyor okurunu. Kahramanımız, duyduğu taşkın merakla Paris’in nehir gibi akan kalabalığına karıştığında kentin ona nasıl sürprizlerle yanıt vereceğinden habersiz görünüyor. Sherlock Holmes bakışıyla insan portrelerini çıkarırken birden gözleyen ile gözlenenin, av ile avcının, öğreten ile öğrenenin yer değiştirdiği baş döndürücü bir çalkantı içinde buluyor kendini. Ya da tam tersi, bu kez Viyana Prater’de, durağan ve süslü yaşamından gündelik yaşamın sıradanlığına kaçan bir kahramanda özgür aşkı, toplumun kaygısız doğasını hatırlayışı okuyoruz. Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma ve Prater’de İlkbahar, Zweig’ın en küçük ilişkilerin içine nüfuz eden, en sıradanın içindeki zenginliği gören gözlem yeteneğine çarpıcı iki örnek.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
kuzenime hediye olarak aldım sevmiştir umarım
zweig okumayı hep sevdim. İlk hedefim tüm kitaplarını okumak.
Daha önce gitmediğim şehirlerde yaptığım bir şey; insanları, tiyatro izler gibi izlemek. Kitaba adını veren ilk hikayeyi çok sevdim.
Her iki hikaye birbirinden güzeldi. Ancak İlk hikayenin sürükleyiciliği ve merak unsuru çok güzel kurgulanmış.
iki hikayeden oluştuğunu sonradan öğrendim. ilk hikaye çok iyiydi. resmen dakika dakika o anları yaşattı, ikinci hikayeyi pek beğenemedim.