Ertesi gün gerçekten köy başka bir sabaha uyanmıştı. Yılan Kayalarının oradan gelen davul zurna seslerini duyanlar, kayalıklara doğru koştu. Zira yıllar önce korkudan köyü terk etmek zorunda kalanlarda ilk aile, eşyalarını Resul Efendi’nin arabasına yükleyip köye dönüş yapmıştı. Diğerleri de sıradaydı. Muhtar, önceden haber aldığından eski komşularını davul zurnayla karşılamaya karar vermişti. Köy halkı toplanıp, İstanbul’a dönmelerinden önce Bitirimler Çetesi elemanlarının onur konuğu olduğu harika bir şölen düzenlediler. Hepsine teşekkürler edilip hediyeler verildi. Ayrıca okulun tamirinde çalışan Meryem hariç köy grubu ve Bitirimler Çetesi elemanlarının her birisinin isimlerinin okulun sınıflarının kapılarına plaket olarak asılmasına karar verildi. Ayşe, Yavuz’un adının okulun helâsına asılması için çok ısrar etti ama neyse ki kabul görmedi. Ayşe’yse Yavuz’un resmini helâ kapısına yapıştırmakla yetindi. Bitirimler Çetesi, görevlerini yapmış olarak yeni maceralar için İstanbul’a dönerken, köylüler Yılan Kayalarına kadar onları uğurladı, arkalarından sular döktü, dualar etti. Yeni evlatlar kazanmışlardı. Bizimkilerse nice dost, arkadaş, ana ve baba kazanmıştı. Tam Resul Efendi’nin meşhur arabasına binecekleri esnada, okulun yeni ders yılı için ilk zili çalmaya başlamıştı...
Kitap Yorumları - (0 Yorum)