çocuğun gözüyle bakmak isterseniz hayata bu kitabı okuyun ve biz yetişkinlere basit gelen ama onlara ne kadar ağır sorumluluklar yüklediğimizi görün.Almanızı tavsiye ederim.
Kitap temel olarak üç bölümden oluşuyor: Benim adım Ali, Benim adım Ilgın, Benim adım Yazgı. Her bir bölüm içerisinde alt bölümler var. Her bölüm oldukça ustalıkla kaleme alınmış. Kitabın vermek istediği ana mesaj, boşanan çiftlerin çocuklarının iç dünyalarında yaşadıkları.Yazar, eşlerin ayrılmasından sonra bir çocuğun neler hissedebileceğini tüm yalınlığı ile anlatmaya çalışmış: Geceleri uyurken, babasının onu kucaklamasını, onunla güreşmesini bir daha hiç yaşayamayacak. Kravat bağlamayı, sakal traşı olmayı öğrenebileceği babasını her istediği zaman yanı başında bulamayacak, ergenlik döneminde cinselliği konuşamayacak. Örnek alabileceği bir babası yoktur artık. Siz “Var, ben buradayım!” deseniz bile, hep korku ve kuşkuyla bakacaktır yüzünüze.Kitabın içerisinde yazarın çok içten ifade ettiği bazı tespitler var. “Bir çocuğun üç düşmanı vardır demek geliyor içimden: Annesi ve babası”. Sonra da annesini, babasını karşısına alıp, “Durun bakalım. Bu çocuk sizin malınız değil. Kendinize gelin!” demediyse, sınır komşularımızı tehditle ezberletmeye çalışırken kendinden geçip azarladıysa, aşağılayıp dövdüyse, öğretmeni demek geliyor içimden. Onunla dost olabilmek için değişmesi gereken önce anneler, babalar, sonra da öğretmenlerdir.Anne baba ve eğitimcilerin okuması gereken bir kitap.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
boşanmış anne ve babalar hakkında derin analizlere girmeden, herkesin anlayabileceğüi bir dilde yazılmış konuya hakimiyet kurableceğiniz bir kitap.
çocuğun gözüyle bakmak isterseniz hayata bu kitabı okuyun ve biz yetişkinlere basit gelen ama onlara ne kadar ağır sorumluluklar yüklediğimizi görün.Almanızı tavsiye ederim.
Kitap temel olarak üç bölümden oluşuyor: Benim adım Ali, Benim adım Ilgın, Benim adım Yazgı. Her bir bölüm içerisinde alt bölümler var. Her bölüm oldukça ustalıkla kaleme alınmış. Kitabın vermek istediği ana mesaj, boşanan çiftlerin çocuklarının iç dünyalarında yaşadıkları.Yazar, eşlerin ayrılmasından sonra bir çocuğun neler hissedebileceğini tüm yalınlığı ile anlatmaya çalışmış: Geceleri uyurken, babasının onu kucaklamasını, onunla güreşmesini bir daha hiç yaşayamayacak. Kravat bağlamayı, sakal traşı olmayı öğrenebileceği babasını her istediği zaman yanı başında bulamayacak, ergenlik döneminde cinselliği konuşamayacak. Örnek alabileceği bir babası yoktur artık. Siz “Var, ben buradayım!” deseniz bile, hep korku ve kuşkuyla bakacaktır yüzünüze.Kitabın içerisinde yazarın çok içten ifade ettiği bazı tespitler var. “Bir çocuğun üç düşmanı vardır demek geliyor içimden: Annesi ve babası”. Sonra da annesini, babasını karşısına alıp, “Durun bakalım. Bu çocuk sizin malınız değil. Kendinize gelin!” demediyse, sınır komşularımızı tehditle ezberletmeye çalışırken kendinden geçip azarladıysa, aşağılayıp dövdüyse, öğretmeni demek geliyor içimden. Onunla dost olabilmek için değişmesi gereken önce anneler, babalar, sonra da öğretmenlerdir.Anne baba ve eğitimcilerin okuması gereken bir kitap.