Ben Koşarım Aşağılara Koşarım, Çlöü Kaçarken, Sıfırlı Yıllarda Şiirimizde Deney/in gibi kitaplarıyla tanıdığımız yazar ve çevirmen Erhan Altani şiir tarihimizin belki de üzerinde en çok konuşulmuş kitabı Garip’e dönüp baktı bu kez. Bu şiire olan aşinalığımızın gölgelediği katmanlarda gezindi, yeni düşünce hatları keşfetti. Hâlâ çok sırlı, ele avuca gelmez, idarakten kaçan bir ‘yabancı’ olan Garip’in gizli kurgularına kapı araladı.Garip, Birinci Yeni olarak ‘yeni’sini hızla eskitti çünkü sadeliği ve aşinalığı nedeniyle kolayca benimsendi. Göze çarpan yeniliği, dilin kalıplarını, sıradanlıklarını yürürlüğe sokmasından kaynaklanıyordu. Bu yüzden de çok sevildi, kabul gördü; sadeliği ise kolaylığı sanıldı. Oysa bu kabul, onun sadece hızla olağanlaşmasının yanı sıra aşınmasına da neden oldu. Böylece ondai yeni hissedilse de tanıyamamaya varan bir körleşme ile zeminsiz, tanımsız bırakıldı.Zira Erhan Altan’ın bu bitapta dile getirdiği tezlerin, bulguların daha önce farkına varılmamış olması anlaşılır şey değil.Elinizdeki kitap Garip şiirinin kurucu niteliği olan teknik yapının bu şiiri nasıl ayakta tuttuğunu ve Garip’i var eden üç şairi birbirinden ayırmamızda nasıl yardımcı olduğunu gösteriyor. Bu şiirde kendisinden önceki ve sonraki dönemlerin izlerinin nasıl sürülebileceği; dönemin gerçekliği ile nasıl bir ilgisi olduğu gibi heyecan verici soruların peşinden gidiyor.Bu Gece Neden Uyuyamıyorum Evimdeki Yatağımda, Türk şiirinin bu kırılma anına daha önce hiç bakılmamış bir yerden bakmak isteyenler için…