“Apartman kapısı açıldığında çığlıklar yükseldi. Herkes bize doğru koşmaya başladı. Flaşlar patlıyordu. Alt kat komşumuz yolumuza çıktı ve çekebildiği kadar fotoğraf çekti. ‘Çekil şuradan!’ diye bağırdı bir polis ve kadını itekledi. Bir başkası da, elinde video kamerasıyla bir süre daha bize eşlik etti. Polis otosuna girdiğimizde, gazeteciler aç kurtlar gibi birbirini itekliyordu. Ünlü olmaktan yavaş yavaş sıkılmaya başlamıştım.”Doğu Almanya. Kendi haline terk edilmiş; Batı’nın sırt döndüğü, köhnemiş bir yaşam alanı. Boşalmış binalar insansızlıkla eskirken, büyük kentin kıyısında kalan insanlar da verimsiz bir rutinin renksizliğinde kuruyor. Devlet yardımlarıyla boğaz tokluğuna günler, küçük işlerle zorlanan umutlar, yitirilen hayaller... Eski apartman bloklarının gençleri, gençliklerini yaşatmak üzere bir arada, ortak duygu ve sembollerle, ama en önemlisi de “kankalıklarıyla” var olmaya çalışıyor. Yarınlara fazla takılmadan, bugünü de boş bırakmadan. Alex de bu yarınsızlar tayfasının bir parçasıydı. Ta ki, bir suçun çok yakınında bulunup, ihtiyatsızlığıyla iz bırakıp, tüm kuşkuları üzerine çekene kadar. Şimdi mesele, kime tutunup kime sırt döneceğini bilmekte.Önyargıların ve toplumsal etiketlerin, adalet terazisindeki ağırlığı nedir? Sanığı yargılayacak hâkim, mahkemedeki midir, yoksa elinde çamuru tutan mı? Alex sert bir rüzgârla savrulmanın eşiğinde; kime tutunacağı belirsiz. Gerçek bir olaydan esinlenen Daniel Höra, adaletin aksayan çarklarına karşı bir gencin mücadelesini anlatıyor.
Tadı damağımda kaldı keşke daha uzun olsaymış dedim. Alex,Almanyanın varoşlarında sağlıksız bir çevrede büyümüş henüz 15 yaşında kendi tabiriyle bir çetesi bile olan bir çocuktur.Fakat Alex’in yanlış yer ve zamanda bulunup içine karıştığı bir cinayet suçlamasında baş şüpheli olmasıyla her şey değişir. İnsanların ön yargıları hakkında harika bir kitap olmuş.Özellikle aile ve arkadaşlık bağları yüzümü güldürdü.Okumalısınız.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Tadı damağımda kaldı keşke daha uzun olsaymış dedim. Alex,Almanyanın varoşlarında sağlıksız bir çevrede büyümüş henüz 15 yaşında kendi tabiriyle bir çetesi bile olan bir çocuktur.Fakat Alex’in yanlış yer ve zamanda bulunup içine karıştığı bir cinayet suçlamasında baş şüpheli olmasıyla her şey değişir. İnsanların ön yargıları hakkında harika bir kitap olmuş.Özellikle aile ve arkadaşlık bağları yüzümü güldürdü.Okumalısınız.