Orijinal Adi: The Great Code The Bible and Literature
ISBN: 9789753556323
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 358
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 13.5 x 21 cm
Tanıtım Bülteni
Northrop Frye Büyük Şifre’de Batı edebiyatının bütününde paylaşılan bir arketipler, semboller ve retorik yapısının var olduğunu iddia ederek bu yapının temel referansının Kitab-ı Mukaddes olduğunu göstermeye çalışmaktadır. Ona göre bu temel metin bütün Batı medeniyetinin tasavvur tecrübesini içine alan bir küçük âlemdir. İddiasının pratik temelini edebiyatta ortaya çıkan sayısız kavramların kökenlerini Kitab-ı Mukaddes’te bularak örneğin Çıkış’taki devrim kavramı- oluşturan Frye, teorik çatıyı Vico’nun The New Science adlı eserindeki dil teorisinden almaktadır. Buna göre yazı’nın tarihi dilin şiirsel, alegorik ve betimleyici kullanımı olmak üzere üç farklı aşamada gelişir. Bu bağlamda Frye, Eski Ahit’in büyük kısmının metafor kullanımından dolayı şiirsel kullanım evresine ait bir metin olduğunu söyler."Kitab-ı Mukaddes’i baştan sona okumakta başarılı olanlar onun en azından bir başlangıca, bir sona ve bütünsel bir yapının bazı yapı taşlarına sahip olduğunu keşfedeceklerdir. Buna göre Kitab-ı Mukaddes zamanın başladığı yerde, dünyanın yaratılması ile başlar; zamanın bitmesiyle, Apokalipse ile sona erer ve bu ikisi arasındaki insanlık tarihini ya da Adem ve İsrail sembolik isimleri altında kendi ilgilendiği tarih cihetini inceler. Ayrıca onda somut imgelerden oluşan bir yapı bulunmaktadır: Şehir, dağ, nehir, bahçe, ağaç, yağ, su kaynağı, ekmek, şarap, gelin, koyun ve benzeri birçok sembol oldukça sık bir şekilde yinelenir ve böylece açık bir şekilde bir çeşit birleştirici öğeye işaret ederler.""Günümüzde artık edebiyat eleştirisi teorisi tekrar ilgi odağı oluyor ve birçok çağdaş edebiyat eleştirmeni Kitab-ı Mukaddes eleştirisinin seküler edebiyatla olan ilişkisinin iyice farkına varmış durumdadır. Bunlardan özellikle üçü; Hans-Georg Gadamer, Paul Ricoeur ve Walter Ong bu kitap üzerinde, daima kendilerinin onaylayacakları şekilde olmasa da, etkili olmuşlardır."
n. frye 20. yüzyılın arka arkaya yetiştirdiği edebiyat kuramcılarından(richards, lukacs, girard, genette, ricour,bakhtin, derrida ve orr) en dikkat çekenlerinden birisi.çünkü modern seküler dünyanın edebiyatının hiç de seküler olmadığı iddiası pek öyle kolay bir uğraş değil.frye’in tekrar ede geldiğini düşündüğü semboller ‘archetype’ olarak vardır belki ama tüm bir edebiyatın çekirdeğini onlar mı oluşturmaktadır?hep söylendiği gibi kuram edebiyatı sınırlandırmak zorunda kalıyor.aksi takdirde edebiyat kurama hakim oluyor, kuram edebiyata değil.frye’ın kuramı da diğer tüm kuramların düştüğü zorunlu hataya(sınırlandırma ve eksiltme) düşüyor.edebiyatın felsefi anlamda din ile hep münasebeti olmuştur zaten.ve belki de bir çok şey gibi edebiyat da din kökenlidir, bilemeyiz yalnız bildiğimiz bir şey var: edebiyat sınırlandırmaya gelemez. aslında frye’ın bu kitaptan daha önemli diyebileceğim bir kitabı daha var:anatomy of critisism. kitap yazılalı 50 sene oldu ve türkçede yok.işte bu kitap çıktığında new critisism batı edebiyatını hallaç pamuğu gibi atmıştı çoktan. diğer taraftan yapısalcı ve semiotik yönelimler edebiyatı iyice içine kapatmıştı.bir bunalım vardı.edebiyat kısırlaşmıştı.işte frye’ın sözünü ettiğim yapıtı bu ortama doğdu, ve edebiyatın ufkunu hiç olmadığı kadar genişletti.işte bu yüzden frye’ın kuramı değerlidir.ama elbette ki en değişmez ve kapsayıcı doğru değildir.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Dikkate değer bir tez öne sürüyor eser. Ardından “Kudretli Kelimeler” okunmalı. Umarım tekrar basılır.
n. frye 20. yüzyılın arka arkaya yetiştirdiği edebiyat kuramcılarından(richards, lukacs, girard, genette, ricour,bakhtin, derrida ve orr) en dikkat çekenlerinden birisi.çünkü modern seküler dünyanın edebiyatının hiç de seküler olmadığı iddiası pek öyle kolay bir uğraş değil.frye’in tekrar ede geldiğini düşündüğü semboller ‘archetype’ olarak vardır belki ama tüm bir edebiyatın çekirdeğini onlar mı oluşturmaktadır?hep söylendiği gibi kuram edebiyatı sınırlandırmak zorunda kalıyor.aksi takdirde edebiyat kurama hakim oluyor, kuram edebiyata değil.frye’ın kuramı da diğer tüm kuramların düştüğü zorunlu hataya(sınırlandırma ve eksiltme) düşüyor.edebiyatın felsefi anlamda din ile hep münasebeti olmuştur zaten.ve belki de bir çok şey gibi edebiyat da din kökenlidir, bilemeyiz yalnız bildiğimiz bir şey var: edebiyat sınırlandırmaya gelemez. aslında frye’ın bu kitaptan daha önemli diyebileceğim bir kitabı daha var:anatomy of critisism. kitap yazılalı 50 sene oldu ve türkçede yok.işte bu kitap çıktığında new critisism batı edebiyatını hallaç pamuğu gibi atmıştı çoktan. diğer taraftan yapısalcı ve semiotik yönelimler edebiyatı iyice içine kapatmıştı.bir bunalım vardı.edebiyat kısırlaşmıştı.işte frye’ın sözünü ettiğim yapıtı bu ortama doğdu, ve edebiyatın ufkunu hiç olmadığı kadar genişletti.işte bu yüzden frye’ın kuramı değerlidir.ama elbette ki en değişmez ve kapsayıcı doğru değildir.