Bilginin ve bilgiye ulaşma yollarının yeniden tanımlandığı günümüzün hakikat sonrası, post-endüstriyel dünyasında gerçekle yalanı ayırt etmek zaman zaman imkânsız hale geliyor, bu da kasıtlı olarak bilmemeyi seçen insanların sayısının gitgide artmasına neden oluyor. Filozof, sosyolog ve hukuk teorisyeni Renata Salecl Cehalet Tutkusu’nda, insanlık durumunun daima bir parçası olduğunu savunduğu “cehalet”i ve bağlantılı olarak “inkâr” kavramını masaya yatırıyor; hem travmatik bilgiye ulaşmaktan kaçınan insan doğasını hem de ideolojik mekanizmaları sekteye uğratacak bilgiyi inkâr yollarını insanlık durumu üzerinden açıklıyor. Kasıtlı cehaletin bilhassa kriz anlarında olumlu bir yanının da olabileceği fikrini dile getiriyor; cehaletin güce nasıl dönüşebileceğini disiplinlerarası örneklerle aktarıyor.Felsefeden, psikanalitik ve sosyal teoriden, popüler kültürden ve kendi deneyimlerinden yola çıkıp Lacan, Foucault, Claude Lévi-Strauss gibi isimlerin argümanlarına referanslarda bulunarak cehaletin sosyal ve psikolojik nedenlerini inceliyor; cehalet tutkusunun aşktan hastalığa, travmadan genetiğe, adli tıptan büyük veriye kadar hayatımızın pek çok alanını nasıl etkilediğine dikkat çekiyor.
Cehalet kavramının bildiğimiz anlamından farklı olarak ele alındığı ve aslında hepimizin koruyucu bir mekanizma olarak bunu kullandığımızı anlatan, kavrama değişik ama gerçekçi bir bakış açısı sunan güzel bir kitap.
Yazar, cehalet kavramını temel olarak ikiye ayırıyor: kasıtlı cehalet ve kasıtlı olmayan cehalet. Şirketler, devletler vs konumlarını korumak için kasıtlı cehalete, yani bilmiyormuş gibi yapmaya sıklıkla başvuruyorlar zaten ama benim için işin asıl ilginç yanı, birey olarak da kasıtlı cehaleti sıklıkla bir başa çıkma ya da savunma mekanizması olarak kullandığımızın farkına varmak ve cehaletin, kelimenin bütün olumsuz çağrışımlarına rağmen, zaman zaman olumlu bir yanının da olduğunu keşfetmek oldu. Renata Salecl günümüzün en önde gelen düşünür ve sosyologlarından biri, konuyu da oldukça anlaşılır bir dille ve empati yapılabilir örnekler üzerinden ele almış. Benim için ufuk açıcı bir okuma deneyimiydi. Farkında olmadan yaptığım bazı eylemlerin arkasındaki motivasyonu tekrar düşünmemi sağladı.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Cehalet kavramının bildiğimiz anlamından farklı olarak ele alındığı ve aslında hepimizin koruyucu bir mekanizma olarak bunu kullandığımızı anlatan, kavrama değişik ama gerçekçi bir bakış açısı sunan güzel bir kitap.
Yazar, cehalet kavramını temel olarak ikiye ayırıyor: kasıtlı cehalet ve kasıtlı olmayan cehalet. Şirketler, devletler vs konumlarını korumak için kasıtlı cehalete, yani bilmiyormuş gibi yapmaya sıklıkla başvuruyorlar zaten ama benim için işin asıl ilginç yanı, birey olarak da kasıtlı cehaleti sıklıkla bir başa çıkma ya da savunma mekanizması olarak kullandığımızın farkına varmak ve cehaletin, kelimenin bütün olumsuz çağrışımlarına rağmen, zaman zaman olumlu bir yanının da olduğunu keşfetmek oldu. Renata Salecl günümüzün en önde gelen düşünür ve sosyologlarından biri, konuyu da oldukça anlaşılır bir dille ve empati yapılabilir örnekler üzerinden ele almış. Benim için ufuk açıcı bir okuma deneyimiydi. Farkında olmadan yaptığım bazı eylemlerin arkasındaki motivasyonu tekrar düşünmemi sağladı.
Seçilmiş cehaletin yaşamın hemen tüm alanlarında hayatımızı nasıl etkilediğini çarpıcı örneklerle anlatan müthiş bir kitap!