Uğur Mumcu, "CIA, Kontrgerilla ve Türkiye"nin 12 Eylül 1980 darbesinden önceki basımı için yazdığı "Önsöz"de şöyle demişti: "Bu kitapta okuyacağız satırlar, bu 'yediveren bağımsızlık gülü'nün kimlerin çizmeleri altında ezildiği kanıtlamaktadır. Sömürgenlerin, kendi ülkemizdeki sürüngenlerle birlikte bu yediveren bağımsızlık gülünü nasıl dalından koparıp ezip yok etmek istediklerini okurken, çağımızın tek ve büyük suçlusu emperyalizmi ayak izleri ile, çirkin soluğu ile yanıbaşınızda duyacaksınız. Devletimizin temelindeki ilk harç, bağımsızlık bilincidir. Bu bilinç nasıl yok edilmiş? İşte bunun yanıtlarını veriyor emin Değer. Bu gerçekler sadece geçmiş olayları değil, ileride yaşayacağımız CIA damgalı oyuncuları da sergilemektedir."
İnce ve kolay okunur görüntüsüne rağmen bu kitap başlığındaki konuda yazılmış bir çok kitaptan farklı. Bir kere o kadar kolay okunmuyor, sindire sindire okumak lazım. Ayrıca bu kitabı okumak isteyenlere önce 27 Mayıs ve ülkeyi 27 Mayıs’a götüren sebepler hakkında biraz araştırma yapmalarını önerrim…Ama pardon, çok gerek yok aslında. Çünkü nasıl olsa şu anda da aynı şeyleri yaşıyoruz. Yine bütün yük ordunun üzerinde, yine en çok uğraşan ama en çok yıpranan onlar. Tek fark, artık darbe diye bir şeyin olacağını sanmıyorum ben. Olmasın da zaten. Artık pek çok göz açıldı. Bir müsibet bin nasihatten hayırlıdır diye boşuna dememişler…Arkadaki ekler bölümü de ayrıca çok ilginç. Dünyada öyle bir millet olsun ki, ulusal kurtuluş savaşıyla kurtulduğu ve memleketten çıkarıp attığı-yani belli ki amaçları ülkeyi parçalamak olan ülkelere, 20-30 yıl sonra ‘ulusal bütünlüğümüzü korumamız için bize yardım edin’ diye gitsin. Allah Allah…
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
NATO’nun Türkiye’deki “derin” tarihinin cüzi kısmı, okunmalı.
70li yılları gercekliğiyle anlatan güzel bi eser.herkesin okuması gereken bir kitap
İnce ve kolay okunur görüntüsüne rağmen bu kitap başlığındaki konuda yazılmış bir çok kitaptan farklı. Bir kere o kadar kolay okunmuyor, sindire sindire okumak lazım. Ayrıca bu kitabı okumak isteyenlere önce 27 Mayıs ve ülkeyi 27 Mayıs’a götüren sebepler hakkında biraz araştırma yapmalarını önerrim…Ama pardon, çok gerek yok aslında. Çünkü nasıl olsa şu anda da aynı şeyleri yaşıyoruz. Yine bütün yük ordunun üzerinde, yine en çok uğraşan ama en çok yıpranan onlar. Tek fark, artık darbe diye bir şeyin olacağını sanmıyorum ben. Olmasın da zaten. Artık pek çok göz açıldı. Bir müsibet bin nasihatten hayırlıdır diye boşuna dememişler…Arkadaki ekler bölümü de ayrıca çok ilginç. Dünyada öyle bir millet olsun ki, ulusal kurtuluş savaşıyla kurtulduğu ve memleketten çıkarıp attığı-yani belli ki amaçları ülkeyi parçalamak olan ülkelere, 20-30 yıl sonra ‘ulusal bütünlüğümüzü korumamız için bize yardım edin’ diye gitsin. Allah Allah…