Davet, tebliğ, irşad, hakkı ve iyiliği tavsiye, kötülükten sakındırma bilinci... Kur’an müslümanlara hitâben şöyle diyor: “Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; çünkü emr-i bi’l-ma’rûf (iyiliği tavsiye) ve nehy-i ani’l-münker (kötülükten sakındırma) yapar ve Allah’a iman edersiniz.” (Âl-i İmrân, 3:110) Buna göre Vahye iman edenlerden bir ümmet (topluluk) insanları hayra davet etmeli, iyiliği teşvik etmeli, çoğaltmalı, kötülüğe engel olmaya, azaltmaya çalışmalı. Bu da kurtulanlardan olmanın imkanıdır. Buradan iki şeyi anlamak mümkün. Birincisi; bu hayırlı görevi güçlü imanı olanlar hakkıyla yerine getirirler. İkincisi; iman etmek bu görevi yapmayı gerektirir. Dahası var: Kur’an’a göre insanları Allah’a davet edenler en güzel sözlü kimselerdir. (Bkz: Fussilet 41:33) Ben müslümanım dedikten sonra iyi, yararlı, isabetli, yani Allah’ın razı olacağı, yapılmakla ilâhi ödülün kazanıldığı işler, eylemler yapan, hem de insanları Allah’a, O’na ait olan şeylere, sadece O’na kulluk yapma özgürlüğüne çağıranın daveti, davet sözü güzeldir. “En güzel sözlü kimdir?” sorusunun cevabı: İnsanları hikmetle, güzellikle ve uygun bir dille Allah’a çağıran.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)