Devlet Yokuşu’nda olaylar mozayiği içinde belli bir mantık, daha doğrusu ‘bürokrasinin mantıksızlığı’ ortaya çıkıyor. Bürokrasinin göze çarpan, topluma ters düşen bir blok olarak ortaya konduğunu görüyoruz. İç ilişkileri, iç denge ve dengesizlikleri ve çelişkileri dışa çevirerek, yeni devlet bürokrasisinin içinde kaynayan kazanı, onun içini göstererek ve bu kazan içinde değer yargılarının nasıl oluştuğunu, verimli ve sağlıklı düşüncelerin hangi güçlüklerle karşılaştığını, emeğin nasıl buğulaşıp yittiğini ve sonuçta entrikacı bir yapının yerleştiğini yazan olmadı. Yani konuları öyle bir biçimde anlatmalıyım ki okuyucu kendi başından geçmekte olduğunu sansın, ilgi duysun dedim. ‘Devlet Yokuşu’nda yaşadığı olayları, dışına çıkıp ondan uzaklaşarak anlatan bir üslup kullanılmıştır.”