Sinema eleştirmeni Tunca Arslan, dünya ve Türk sinemasından örneklerle “bitmeyen kavga”nın öyküsünü anlatıyor... · Eleştirmenlerden nefret eden yönetmenler, yapımcılar, oyuncular, köşe yazarları…· “Çete”, “mafya”, “yabancı sinemanın ajanı” suçlamaları…· Eleştirmenlere yönelik aforizmalar, hakaretler, saldırılar, tehditler, davalar…· “Birkaç eleştirmenin kellesi gidecek” diyen öfkeli yönetmenler…· “Ben de seni mahvedeceğim” diyerek intikam peşinde koşanlar…· “Kifayetsiz muhterisler, onları daha da aşağılamak istiyorum” diyen oyuncular…· Tekme, tokat ve küfürlerin havada uçuştuğu festival törenleri…· “Tek satır yazdırmam bunlara” diyen gazete yöneticileri…· Film ve romanlardaki tuhaf eleştirmen tiplemeleri…· “Haremdeki hadımağaları, kokuşmuş ahkâm kesiciler, sinek gibi ezileceksiniz” haykırışları…· Ve eleştirmenlerden yanıtlar, tartışmalar, karşı hamleler… Sinema tarihinin şimdiye dek ayak basılmamış bölgelerine sıra dışı ve renkli bir yolculuk...
20 yılda sinemaya 5-6 kez gitmişimdir ancak sinema üzerine yazılan kitapları okumayı çok severim. Bir solukta bitirdim. Sinema eleştirmeninin anlatımıdır kısaca filmler yönetmenler yapımcılar sarmalında eleştirel çatışmaların anlatımı da denilebilir.
Bazı kısımları fazla sert buldum. Cem Altınsaray’la ilgili kısım da eleştirmenin twitter hesabından yazdığına göre yanlışmış. Ve Tunca Arslan kendi twitter hesabından konuyla ilgili bir düzeltme metni yayınladı bildiğim kadarıyla. Genel olarak ise Türkiye’de film eleştirmenliğinin bağımsız olamayacağının ispatıdır bu kitap.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
20 yılda sinemaya 5-6 kez gitmişimdir ancak sinema üzerine yazılan kitapları okumayı çok severim. Bir solukta bitirdim. Sinema eleştirmeninin anlatımıdır kısaca filmler yönetmenler yapımcılar sarmalında eleştirel çatışmaların anlatımı da denilebilir.
Bazı kısımları fazla sert buldum. Cem Altınsaray’la ilgili kısım da eleştirmenin twitter hesabından yazdığına göre yanlışmış. Ve Tunca Arslan kendi twitter hesabından konuyla ilgili bir düzeltme metni yayınladı bildiğim kadarıyla. Genel olarak ise Türkiye’de film eleştirmenliğinin bağımsız olamayacağının ispatıdır bu kitap.
Hediye olarak aldım aldıklarım çok sevdi