Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Evdeyken Deplasmanda  Güzel Oyun

Kategori: Edebiyat Yazar: Fredrik Ekelund Yayınevi: Monokl Yayınları

Evdeyken Deplasmanda Güzel Oyun

Tanıtım Bülteni
"Rusya’nın maçını izlerken Dostoyevski geliyor mu aklına? İngiltere’yi izlerken Jane Austen? Bu ülkelerin maçlarını izlerken onları neyin nitelediği konusunda bir düşüncem var, ama sanki edebiyatları buraya ait değil, belki bunun nedeni edebiyatın, ülkesine karşın yaratılmış olmasıdır. Bu çelişki, yazarı ülkesinin temsilcisi olarak görmeyi olanaksızlaştırıyor, futbol öyle değil, orada ikircim yok, bu da iyi, gerekiyor bize." "Yüce Tanrım,Bu akşam Brezilya’nın Almanya’yı yenmesini sağla,Maç iyi olsun, denge bozulmasın,Bırak Almanya öne geçsin,Ama kazanmalarına izin verme!Brezilya onları devirsin ki finale çıkabilsin,Orada Arjantin’le karşılaşabilsin,Ama kupayı Arjantin kazansın.Sen cömertsin,Her şeye gücü yeten yüce yaratıcısın,Amin.Sağlıcakla,Karlos Blasfemíos Días." “2018 DÜNYA KUPASININ FUTBOL REHBERİ”
Satıcı Kitap Adı Bağlantı
Trendyol Evdeyken Deplasmanda Güzel Oyun Satın Al
Kitapyurdu Evdeyken Deplasmanda Güzel Oyun Satın Al
D&R Evdeyken Deplasmanda Güzel Oyun Satın Al
Idefix Evdeyken Deplasmanda Güzel Oyun Satın Al
BKM Kitap Evdeyken Deplasmanda Güzel Oyun Satın Al
Hepsiburada Evdeyken Deplasmanda Güzel Oyun Satın Al
Nadir Kitap Evdeyken Deplasmanda Güzel Oyun Satın Al
N11 Evdeyken Deplasmanda Güzel Oyun Satın Al
Amazon Türkiye Evdeyken Deplasmanda Güzel Oyun Satın Al
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Evdeyken Deplasmanda Güzel Oyun PDF 6.23 MB İndir
Evdeyken Deplasmanda Güzel Oyun EPUB 6.96 MB İndir
Evdeyken Deplasmanda Güzel Oyun MOBI 5.49 MB İndir
Evdeyken Deplasmanda Güzel Oyun ODF 5.86 MB İndir
Evdeyken Deplasmanda Güzel Oyun DJVU 7.32 MB İndir
Evdeyken Deplasmanda Güzel Oyun RAR 4.76 MB İndir
Evdeyken Deplasmanda Güzel Oyun ZIP 4.39 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Benzer Kitaplar




Kitap Yorumları - (3 Yorum)


Okumayı bitirdiğim sırada İngiltere attı bir tane, Ekelund’un üzüntüsü gözlerimin önünde belirdi. İsveç iyi bile geldi aslında, çeyrek final görmeleri bile büyük bir olay. Belçika-Hırvatistan finali oynansın istiyorum. Bu yaz bitmesin istiyorum, 2022’ye kadar beklemek istemiyorum. İngiltere ikinciyi de attı, aldılar maçı. İngiltere-Hırvatistan eşleşmesi olursa Hırvatların yanındayız, iyice bir ezip geçsinler İngilizleri. Knausgaard da öyle ister. Ekelund tersini diliyor olabilir, futbol görüşleri biraz ayrı. Knausgaard makine futbolunu beğenmiyor, bireysel yeteneklerin sürüklediği takımları da beğenmiyor ama yine de mantıksız olduğunu bile bile bir onu, bir diğerini tutuyor. Ekelund biraz daha oturaklı, keyifli futbol izlemek istiyor ve takımların potansiyellerini kullanmasını diliyor. Ekelund on yıl daha yaşlı, Knausgaard’ın dengesizliğini stabilize edebiliyor. Keyifli sohbetler, okurun istediği de bu.

2014 Brezilya Dünya Kupası süresince birbirlerine elektronik postalar yollayarak maçları, takımları ve yaşama dair hemen her şeyi yorumluyorlar. Knausgaard’ın Kavgam’ından sonrasında neler olduğuna dair merakımız diniyor; adamın dördüncü çocuğu olmuş, İsveç’te kuş uçmaz bir yerde, Geir’in evinin az aşağısında yaşıyor. İmza günlerine gidiyor, sigarayı bırakmaya çalışıyor, bildiğimiz Knausgaard aslında. Maçları izlerken uyuyakalması, adamın elli yaşına bastığını öğrenince makul bir hale geliyor. Gerçi bu sene de bazı maçlar son derece uyutucuydu, daha fazla uyumuş olabilirler. Ekelund hâlâ Brezilya’da yaşıyorsa onun için aynı şey geçerli değil. 2014’te heyecanı tam kalbinde yaşamış bir adam Ekelund, Brezilya gözlemleri son derece renkli, melez bir dünyanın her ögesini taşıyor. Siyahla beyazın değil, grinin ülkesinde futbol büyük bir heyecan, katliamlara yol açabilmesi bir yana, rakip takım taraftarlarının kardeşçe maçı izlemelerine de sebep olabiliyor. Futbolun bu birleştirici ve ayırıcı doğası, mektuplaşmalardaki pek çok tartışma konusunu -milliyetçilik, globalizm, feminizm, ataerkillik, dünyanın ahvali- belirliyor bir yandan. Daldan dala atlıyorlar, güzel bir muhabbet çıkıyor ortaya. Bizde böyle bir şey yapılsa bir tarafın Ali Ece olmasını isterdim. Diğer tarafa herhangi birini düşünemiyorum.

Biri elli, diğeri altmış yaşında iki adamın geyik muhabbeti olabildiğince samimi ama mektupların yayımlanacağını bildikleri için ne kadar rahat olurlarsa olsunlar bazı konularda ihtiyatlılar, bu da işin doğallığını bozuyor açıkçası. Mektup çok özel bir şey, Turgut Uyar’ın Tomris Uyar’la mektuplaşmalarından hiçbir şey kalmamış geriye mesela, Turgut Uyar’ın isteğince onca mektup ortadan kaldırılmış. Bu işin bir kutbu, diğer yanda yayımlanacak mektupların aslında kapalı olan açıklığı var. Söz gelişi bir kulturmann tartışması var, kodaman abilerin genç kadınları istemedikleri şeyleri yapmaya zorlamalarına dair. Muhabbet erkek kokuyor; Knausgaard galiba, bu işin hep böyle olduğunu, bunun bir çıkar ilişkisi olarak görülebileceğini söylüyor. Erkekler gördükleri kadınla sevişmenin nasıl olacağını düşünürlermiş ilk, bu da bir iddia. Neyse ki daha fazla batırmadan kesiyorlar muhabbeti, biz de adamlara duyduğumuz saygıyı kendi kendilerine fazla baltalamadıkları için akıcı konuşmalarını okumaya devam ediyoruz. Ekelund maçlardan önce ve sonra şahit olduklarını, Brezilyalı arkadaşlarını, kumsalda oynanan futbolu, yaşadığı hemen her şeyi anlatıyor. Knausgaard da gezdiği yerleri anlatıyor, aslında tam bir orta sınıf paslaşması bu. Kendileri de söylüyor zaten; yazdıkları kitapları kendileri gibi insanlar okuyor, muhabbetlerini kendileriyle özdeşleşebilecek olanlar, kendi yaşam standartlarına yakın olanlar okuyor, başkalarını ilgilendiren bir dünyaları yok. Az okunuyorlar, ortalamaya göre daha da az okunacaklar, bunun sıkıntısını duyuyorlar ama bir yandan da “Üçüncü Dünya” diye bir şeyin kalmadığını söylüyorlar, herkes orta sınıflaşmaya doğru gidiyor. Bu da goy goy muhabbetlerinden biri.

Maradona, Pele ve Messi muhabbetleri müthiş. Pele’yi sevmezmiş Brezilyalılar, para için yapmayacağı iş yokmuş adamın, o yüzden kendilerinden görmezlermiş. Messi de erkenden İspanya’ya gittiği için Arjantinliler tarafından öyle pek de sevilmezmiş, Tevez daha çok sevilirmiş mesela. Maradona pek çok mektupta sohbet konusu oluyor, hepsini alamayacağım ama oyunun güzelliği açısından bir anekdotu aktarabilirim. 1986’da attığı çılgın koşulu golde kendisine neden pas vermediğini soran takım arkadaşına, “Biliyorum, pas vermeliydim, seni gördüm ama pas vermek hiç aklıma gelmedi,” demiş, bireysel yeteneğiyle dünyanın farkını yaratan bir adama neden pas vermediğini sormak da ilginç bir şey. Neyse, oyunun doğası ve yaşamın doğası da karşılaştırılıyor, ilki diğerinin alt kümesi olmasına rağmen futbol gibi kitlelerin takip ettiği oyunlarda yaşama zıt bir durum da ortaya çıkabiliyor, gerçi bu yaşamın nasıl görüldüğüyle de ilgili bir şey. Kaos futbolunun pek sevilmediği malum, oysa yaşamın kendisi ne kadar rasyonel gözükse de kaotik. Bu yüzden Almanya’yı seviyorlar ve sevmiyorlar. Brezilya’nın yedi yediği maç için pek coşkulu yorumlar yapmıyorlar, Arjantin’in Almanya’yı finalde haşat etmesini bekliyorlar ama sonucu hepimiz biliyoruz.

Keyifli bir verkaç bu metin, iki genç ruhlu adamın bütün düşüncesizlikleri, incelikleri, ruhları ortada. Tam olarak ortada değil gerçi, olabildiğince ortada. Yeterli.


2014 Dünya Kupası güncesi olarak adlandırabileceğimiz bir kitap. Çok iyi bir fikir, projeyle iyi arkadaş olan yazarlarımız dünya kupası süresince mektuplaşmalarını kitap haline getirmişler. Dürüst olmak gerekirse Arjantinin finale kalmasıyla kitap bir 50 sayfa uzamış. Dünya kupalarının bitmesini istemeyiz ama bu kitap öyle değil. Bir şekilde paralel gitmeliydi. Çeviriden mi bilmem bir donukluk var. Çoğu yerde nokta yerine virgüller kullanılmış. Bir yerde iki buçuk sayfa boyunca nokta yoktu. Sonuç olarak harika bir fikir olduğunu hatta denemeye değer bir fikir olduğunu belirtmeliyim.


Hem futbolu hem kitap okumayı çok severim Benim için çok ilginç oldu bu kitap Okumanızı tavsiye ederim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*