“Senin durumun iyi Deborah...” diyordu karısına. “Yalnız, arkanda bir oğul bırakmaman çok yazık, ölüm duanı ben yapmak zorundayım, ben de yakında öleceğim ve arkamızdan kimse ağlamayacak. İki küçük toz tanesi gibi rüzgârda savrulacağız. İki küçük parlaklık gibi yok olacağız. Ben çocuk yaptım, senin kucağın bunları doğurdu, ölüm onları aldı. Yaşantın yokluk içinde ve anlamsız geçti. Gençlik yıllarında etinden yararlandım, yaşlılıkta ise seni hor gördüm. Belki günahımız buydu. Sevginin sıcaklığı içimizde olmadığı, aksine alışkanlığın soğukluğu olduğu için... Çevremizdeki her şey öldü, kurudu ve çürüdü. Senin durumun iyi Deborah... Tanrı sana acıdı. Sen bir ölüsün ve gömülüsün. Tanrı bana acımıyor. Zira ben bir ölüyüm ancak yaşıyorum. Tanrı, ne yaptığını iyi bilir. Eğer yapabilirsen beni canlıların kitabından silmesi için dua et.”
dili sade ve uslubu çok güzel . çeviri çok iyi . çarlık rusyasından başlayıp amerikada biten bir ailenin hikayesi anlatılıyor .dindar babanın çektiği acılar kayıplar ve tanrı inancını sorgulaması anlatılıyor . tavsiye ederim .
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
dili sade ve uslubu çok güzel . çeviri çok iyi . çarlık rusyasından başlayıp amerikada biten bir ailenin hikayesi anlatılıyor .dindar babanın çektiği acılar kayıplar ve tanrı inancını sorgulaması anlatılıyor . tavsiye ederim .